Kitap Molası 57; Mangan Mangan ile Hâfız Hâfız

Adem Turan şiirini bir kelime ile özetlemem istenseydi şüphesiz "coşku" derdim. Hüznün yurduna uğrayan metinlerinde bile kabına sığmayan bir coşku hükümran çünkü onun… Sesten, sözden, hâlden şiire sirayet eden bu coşku çağımızın yitirdiği duygulardan…

Kısa zaman önce şairin Çıra Yayınlarından çıkan Borges Borges&Gün Doğarken Gün Batımı adlı kitabını okumuş, estetik yönünün yanı sıra Borges'in hayat hikâyesine dair önemli emareler içeren bu çalışmayı önemli bulmuştum. Sonra birkaç cümle ile kitap kahve albümüme iliştirivermekle iktifa ettim ancak bu yaklaşım sinmedi içime. İnsan kalbinden geçenlere çok dikkat etmeli, bu huzursuzluk güzel bir dua yerine sayılmış olmalı ki birkaç hafta önce bütünün parçaları olduğunu düşündüğüm iki eserini daha armağan olarak yollamış haneme Adem Turan, ince imzasıyla yüzüme gülen kitapları açınca mutlu oldum. Elime aldığım eserlerden ilki, Mart 2024 tarihli ikinci baskısını Hece Yayınlarından yapan Mangan Mangan&gün batarken gün doğumu. İlk baskısı 2021'de yapılan eser 56 sayfadan oluşup on dokuz şiire ev sahipliği yapıyor. Kitabın sunuş yazısı Faruk Uysal'ın hayli dikkat çeken cümlelerinden oluşuyor. Hayatı şiirleştirilerek kitaba konu edilen ve İrlanda ulusal marşının da şairi olan İrlandalı James Clarence Mangan'ın şiirlerinin teması, İrlanda milliyetçiliği, mevcut tarihlerde ülkesinin karşılaştığı yoksulluk ve açlık, şairin Türklük ve Müslümanlığa karşı beslediği mensubiyet duygusu; doğup yaşadığı yer ve aile bilgileri, eğitim hayatı, çevirileri, Türk ve Osmanlı şiirini konu alan makaleleri, vefatı ve diğer bilgilerin yer aldığı bu sunuş vesilesiyle okur şiirlere bilinçli bir giriş yapabiliyor.

Mangan Mangan dev bir coşkuyla şiirleştiriyor James Clarence Mangan'ın hayatını. Şairin yalnızlığı (s. 16), ülkesinin içine düştüğü kıtlık vebası (s. 17, 19), 1940 baharının taşıdığı sefalet (s. 22), krallarının zorbalığı (s. 23), hayatında büyük yer tutan Trinity Kitaplığı ve Marsh Kütüphanesi (s. 24), göç dalgaları, dini ve bilhassa Türklüğü anlamlandırması şiirlerin içeriğini oluşturuyor. Şiirlerde Rosaleen adının da önemli bir alan kapladığı görülüyor. Mangan Mangan inancı ve isyanı büyük bir coşkuyla üzerinde taşıyor: "Ah, koynumda taşıdığım muska, sarıp/sarmalasın ruhumu da bedenim gibi!/Dirileyim yeniden! ve biriksin/şu susuzluktan çatlayan dudaklarımda/kederli ülkemin en yakıcı şarkıları/dilimde hep bir kan tadı Rosaleen/Ah Rosaleen!/Ateşlerde yanmış gibiyim (s. 32)"

Şairin "üçlemenin son ayağı" olarak nitelenen bir diğer eseri "Hâfız Hâfız-doğu'nun kandili" adıyla Nisan 2025'te Şule yayınlarından çıkmış. On dördüncü yüzyılda yaşamış, pek çok şairi etkilemiş, benim de Yahya Kemal'den okumayı sevdiğim "Rindlerin Ölümü" şiirine ilham olmuş dev şair Hâfız-ı Şirâzî

"İnsan acı bir sessizliktir çeşmeler kadar Hâce/upuzun bir yalnızlıktır (s. 17)"

"Yolculuk Tozu" ve "Ayrılık Urbası" adlı iki bölümden oluşan 71 sayfa hacmindeki Hâfız Hâfız da on dokuz şiiri ihtiva ediyor. Girişte kitapta bulunan şiirlerin epigraflarındaki Hafız dizelerinin Doç. Dr. İsmail Söylemez ve Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç'ın çalışmalarından alındığına dair bir de bilgiye yer verilmekte. Adem Turan Hâfız'lı şiirlerini "Hâce" diye seslendiği bir muhatapla adımlıyor. "Yol gösterici", "müderris" gibi anlamlarının yanı sıra Farsçada molla sözcüğünün yerine de geçen hâcenin Hâfız olduğu anlaşılmak. Serinin diğer çalışmalarından farklı olarak kitap, Hâfız'ın hayat hikâyesinden ziyade duygu dünyasına ve Turan'ın bu dünya karşısındaki anlam alanına yer veriyor. Şiirlerin girişindeki Hafız mısraları vurucu/çarpıcı bir anlam ve ses yüklenirken, okurunu çağının, dünyasının uzağında alev kırmızısı bahçelere götürüyor: "Ey sabâ yârin toprağından bir koku getir/Götür gönül hüznünü sevgiliden müjde getir (s. 34)" Açıkçası Hafız'ın şiirlerinden can alan bu eserde diğer kitaplardan daha derin, daha samimi bir tutum buldum. Belki de Doğu'nun divanı kalbimiz olduğu için…