Küller Arasında Vicdan Aramak

Oy der, (O)rman (Y)angınları ile yanar yüreğim…

Ormanların iç çekişiyle tutuşur içimiz. Bir çığlık yükselir göğe, düşmanlara karışır dua…

Ne bir kuş uçar artık, ne bir sincap sesi gelir kulağa.

Ağaçlar susar, çiçekler köz olur.

Her yaz, sadece sıcak havalarla değil, ihmallerle kavruluyor toprak.

Bir kibrit, bir cam parçası, bir sigara izmariti...

Benim yaptığımdan bir şey olmaz diye küçümsenen hal ve davranışlar sonucu başlıyor felaketler.

Ve sonra alevler, sadece ağaçları değil, geleceğimizi de yakıyor.

Dikkatsizlikle, vurdumduymazlıkla tutuşturulan o yangınlar sadece doğaya değil, insanlığa karşı işlenen suçtur.

O ormanlarda yanan sadece çam, söğüt meşe değil, bir gölgelik hatıra, bir serinlik ümidi, bir çocuğun oyun düşüdür.

Ve canlar…

Bu yangınlarda sadece ağaçlar değil, gagasıyla yavrusuna su taşıyan kuşlar da yandı.

Göç yolunu ezbere bilen leylek, bir daha dönmemek üzere yere düştü.

Tavşanlar, tilkiler, kaplumbağalar

Yangından kaçamayan bütün sessiz haykırışlar, bir avuç küle karıştı.

"Anızları yakarak temizliyoruz" diyor bazıları. Bir de rüzgâr karıştı mı o yangınlara! alanı değil ormanları temizliyoruz, yok ediyoruz.

Temizlik ateşle değil, anlayışla olur.

Kırarak, yıkarak değil, kollayarak, onararak olur.

Kim bilir kaç yıllık bir mazidir şimdi küle karışan

Kim bilir hangi çınar, kaç asırdır kök salmıştı oraya

Ve şimdi hangi kuş, yuvam dediği dala dönemeyecek bir daha

"Yeniden ağaç dikeriz," diyoruz, dikmeliyiz de hiç durmadan.

Ama yanan bir orman sadece ağaç değildir.

Topraktır, tohumdur, mikroorganizmadır, dengedir, ekosistemdir. Yanan yerlerin düzelmesi kaç bedel ister Kaç zaman ister ağaçlar dikilse bile.

Ormanların canlılara yuva konumuna gelmesi, oksijen yurdumuzu yeniden doğaya katmak, zemin hazırlamak ne kadar emektir, hiç düşündük mü

Vicdan, en çok orman yanarken sınanır.

Bir çocuğa, bir hayvana, bir ağaca gösterdiğimiz şefkatle ölçülür.