Filistin'i tanımak neden yetmez

HAFTAYA ABD'nin New York kenti Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 80'inci açılış oturumlarına ev sahipliği yapacak.

Her yıl olduğu gibi aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu ülke liderleri BM Genel Kurulu kürsüsünde konuşma yaparak uluslararası meselelere dair görüşlerini dünyayla paylaşacaklar.

'SOYKIRIM' İLE SUÇLANDI

BU yılki görüşmelere özellikle İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarıyla ilgili tartışmaların damga vurması bekleniyor. Malûm hafta başı Birleşmiş Milletler Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nde yer alan 5 soykırım eyleminden dördünü işlediğine hükmetmişti. Bunlar bir grubun üyelerini öldürmek, üyelerine ciddi surette zarar vermek, grubun fiziksel varlığını yok etmeye yönelik yaşam koşulları dayatmak ve grup içinde doğumların engellenmesini amaçlayan önlemler almak.

Rapor bağlayıcı olmasa da İsrail ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ekibine yönelik açılan uluslararası mahkemelere kanıt olarak sunulması ve tarihe not düşülmesi açısından son derece önemli.

Haberin Devamı

FİLİSTİN'İ TANIMA HAFTASI

BİRLEŞMİŞ Milletler oturumlarında en dikkat çekici gelişmelerin başında ise Fransa, İngiltere, Belçika, Kanada ve Avustralya gibi Batılı ülkelerin Filistin'i tanımak için adım atması yer alacak. Malûm bu tanıma furyasından rahatsız olan Donald Trump yönetimi, Filistin lideri Mahmud Abbas'ın katılımını engellemek için vize yasağı getirmişti. Mahmud Abbas uzaktan izlemek zorunda bırakılsa da tanıma kararı güçlü bir tavırdır.

Netanyahu'ya rağmen Gazze'ye 'ganimet' gözüyle bakan İsrailli bakanlara rağmen 'Ortadoğu'da iki devletli çözüm perspektifinin arkasındayız' demektir.

AMA YETERLİ Mİ

GAZZE Şeridi'nde çocuk, kadın, yaşlı demeden katliamın sürdüğü, Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilerin evlerine, tarlalarına, zeytinliklerine çöktüğü bir ortamda Filistin'in devlet olarak tanınması elbette yeterli bir adım değil.

Gazze'ye yönelik savaşı eleştirenlerin başında geldiği için ABD'ye giriş yasağı getirilen BM Filistin Raportörü Francesca Albanese geçtiğimiz günlerde Al Jazeera'ya yönelik demecinde İsrail'e verilen desteğe işaret ederek "Batılı hükümetler ve şirketler olmasaydı Gazze'de bu soykırım olmazdı" diyordu.

Haberin Devamı

EKONOMİK YAPTIRIM ŞART

1973 yılında Mısır ve Suriye, 1967 yılında İsrail'in işgal ettiği Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası'nı geri almak için İsrail'e karşı savaş başlattığında Arap ülkeleri İsrail'e destek veren ülkeleri durdurabilmek için petrol ambargosu uygulamaya başlamıştı. Petrol ambargosu, bir anlamda Arap ülkelerinin aleyhine dönen savaşta ateşkes sağlanmasını hızlandırmıştı.

Günümüzdeki şartlar tabi ki aynı değil. Ama İsrail'e silah akışını kesmek, ekonomik yaptırım uygulamak; ölüm ve yıkımın sona erdirilmesi, bir çözüm sağlanması açısından çok etkili olacaktır.