ABD'nin seksen yıllık orta doğu politikası döndü dolaştı "rivyera projesine" indirgendi.
Bölgede iki devlet değil, yanı başındaki spa otelleri, mega yat limanları ile göz kamaştıran, Filistinlilerden arındırılmış "tek bir devlet" olacak, 50 bin insanın son olarak can verdiği 300 km. karelik küçük şeritte de Amerikan bayrağı dalgalanacak.
Guardian'dan Steve Crawshaw, 1943 yılında yayınlanan ve Nazi işgali altında birbirinden güzel Doğu Avrupa kentleri ve kasabalarının "Yahudilerden arındırıldığına" atıf yapan gezi rehberi Baedeker'i anımsatıyor.
Trump ve damadı Kushner için "Filistinlilerden arındırılmış" Gazze'nin şimdi değerli emlak arazisinin benzer heyecan uyandırdığını anlatıyor.
Netanyahu'nun Washington ziyareti vesilesiyle Trump'ın basın toplantısında kullandığı, uluslararası huku ve kurumları yok sayan ifadeler, insanlığı zaman tüneline sokarak II. Dünya savaşı yıllarına, hatta öncesine savurdu.
ABD Başkanı yüksünmeden, "ABD Gazze Şeridini devr alacak ve orada bir iş yapacağız" dedi:
"Oraya sahip olacağız ve patlamamış bombaların ve silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız" diyerek ardından ekledi.
Buldozerle özetle Gazze'yi dümdüz edeceklerini belirtti, civar ülkelerden de Filistinlileri almasını istedi.
Göçmenlerden, özellikle Müslüman göçmenlerden nefret eden Başkan, yaptığı "karşı konulmaz teklif"(!) karşısında, yerlerini yurtlarını kaybetmiş Filistinlilere hiç olmadı ABD vatandaşlığı verebilirdi...
Ama bunu aklından dahi geçirmedi. Faturayı bölge ülkelerine yüklemeyi yeğledi: "Ürdün ve Mısır şimdilik 'hayır' diyorlar ama ben onlara 'evet' dedirtmesini bilirim!" demeye getirdi.
HAÇLI SEFERLERİ GİBİBaşkanın şok dalgaları yaratan basın toplantısına en net yorumu, "youtube" a yüklediği muhalif videolarıyla gündem olan, yeğen Mary Trump yaptı.
"Tıpkı(ganimet avcısı)Haçlılar gibi!" diyen Mary Trump sözlerine şöyle devam etti:
"Bir farkla, Haçlılar İsa için savaştıklarını iddia ediyorlardı. Bunlar (Donald Trump ve damat Kushner)'deniz manzaralı emlak' peşinde koşuyorlar!"
"Haçlı seferleri"ne dönmek bir yana, yirmi yıl öncesinin Irak savaşını bir düşünün.
Yirmi yıl öncesindeki işgaller "demokrasi getirmek" gibi büyük "dava"lar adına yapılıyordu. Yalandan da olsa, "ulus inşaasınation building" gibi hedefler kovalanıyordu.
Seçimler, anayasalar, parlamentolar gibi prosedürler, kurumlar kurgulanıyordu.
Daha geride 19. yüzyıl sömürgecileri, "sömürgeci propagandalarını", "sizin değerli madenlerinize çökeceğiz" diyerek değil, "uygarlık getirmek" iddialarına dayandırıyorlardı. İngilizler Hindistan'dan çıkarken yalnız dev bir yağmanın mirasını değil "parlamentolar" ve bir "hukuk sistemi" bıraktılar.
Bugün "kılıf"a dahi gerek görülmüyor.
Başkanın Florida'daki süper lüks "Mar-o Lago" malikhanesine yapılan gönderme ve "Gazze Lago" taşlamasıyla tedavüle sokulan bir "rivyera projesi", bir halkın topraklarından sürülmesi için doğrudan gerekçe yapılabiliyor.

79