ABD 'Heil Donald!' mı diyecek
ABD'de başkanlık seçimlerine günler kaldı. Tekrar Trump başkanlık koltuğuna oturursa dünyanın en güçlü ülkesinde "faşizmin" iktidara yürüyüşüne tanıklık etmiş olacağız.
Benim gibi "boomer" ifade edilen (1946-1964 arası) II. Dünya Savaşı ertesi doğan kuşakların, çocukluk yıllarına damga vuran bir geyik vardı:
"Nasıl oldu da Almanya gibi medeni bir ülke faşizmin pençesine düşebildi ve de Hitler'in arkasından gidebildi Almanlar Hitler'in emellerini bilmiyor muydu Neden önünü kesemediler Önleyemediler"
Trump'ın bugün kim, ne olduğunu bilmeyen yok. Gene de önü kesilemiyor.
Heybesinde yargıya konu olan dosyalar, verilmiş hükümler, diziyle kişisel ve siyasi skandal var. Yandaşları bana mısın demiyor.
2020'den sonra düzenlenen Kongre Baskını hafızalarda. Taraftarları sıkılmıyor.
Trump, "Göçmenleri kitlesel sınırdışı" yapmaktan, muhaliflerin üzerine "orduyu salmaktan" söz ediyor.
Bir skandal yaratmıyor.
Beyaz Saray'daki 2017-2021 döneminde yanı başında görev yapan üst düzey bürokratlar, şimdi artık adını koyuyorlar:
"Donald Trump bildiğiniz faşist. Hiç şakası yok! Oyunuzu demokrasiden yana kullanın!"
Cumhuriyetçi adayın saflarında bir çözülme olmuyor.
Trump yıllarının genelkurmay başkanı Mark Milley; "Trump çok tehlikeli bir insandır" diyerek ekliyor:
"Daha önce akli dengesinin bozuk olduğuna dair kuşkularım vardı. Ama artık gerçek bir faşist olduğunu biliyorum."
Trump'ın Beyaz Saray yıllarında keza gene özel kalem müdürlüğünü yapan John Kelley net bir profil veriyor:
"Faşizm eğer merkeziyetçi otokrasi, militarizm ile muhalefeti güç yoluyla susturan, sosyal hiyerarşiye inanan diktatoryal (baskıcı) bir liderle temsil edilen aşırı sağ, otoriter, ultra milliyetçi bir siyasi ideoloji ve hareket olarak tanımlanacaksa Trump'ın iktidar vizyonu buna tam oturuyor."
HUKUK DEVLETİNİ OYMAKSeçmenlerin sarsılıp da azıcık kendine gelmesi ya da "Canım Trump'ımıza siz nasıl böyle iftira atarsınız" diye ortalığı ayağa kaldırması gerekmez mi
Hayır. Hiçbir şey olmuyor.
Kelley, eski patronunun kendisine "Hitler iyi şeyler de yaptı. Hitler'in generalleri bende olacaktı!" gibi cümleler de kurduğunu aktarıyor.
Trumpçı kamptan gocunan çıkmıyor.
Demokrasilerin krizi üzerine uzmanlaşan Anne Applebaum gibi tanımış entelektüeller, "Trump, Hitler ve de Mussolini'nin dilini kullanıyor" diyerek alarm veriyorlar.
"Donald Trump rakiplerini 'haşerat gibi yaşayan', 'sol haydutlar' olarak adlandırıyor" diyor örneğin Applebaum:
"En son bu dili Adolf Hitler kullanmıştı. Muhalliflerinizi böcek ya da hayvan olarak insanlıktan çıkartırsanız, haşere gibi ezmekten bahsederseniz, onları çok daha kolay tutuklayabilir, yok edebilirsiniz. Haşerat iseler ifade özgülükleri ya da herhangi bir özgürlükten yararlanamazlar."
Applebaum imzasıyla geçtiğimiz hafta The Atlantic'te yayımlanan bu ifadeler bana, Auschwitz'i bizatihi yaşayan Nobelli yazar Primo Levi'yi hatırlattı.
Başka vesilelerle de yazmıştım. Bunlar da mı İnsan isimli ölümsüz yapıtında Levi, faşizmin yükselişini tam olarak böyle anlatır.
Her şeyin başlangıcı "utanmaz, arlanmaz, pervasız bir kamuoyu inşası"dır.