ABD büyük Türkiye oldu

ABD'de öğrencilik yıllarımda en dikkatimi çeken şeylerden biri her yerde karşıma çıkan "yangın protokolleri" olmuştu.

Uçaklardaki güvenlik talimatları gibi otellerde en görünür yerlerde yangın durumunda illaki bir "yapılacaklar" listesi bulunur, yangın merdivenine istisnasız en yakın ulaşım direktifleri illa sıralanırdı.

"Adamlar kafayı yangınla bozmuşlar!" der geçerdim.

Kontrol altına alınamayan yangınların ne korkunç sonuçlar doğurabildiğini arkadan hep birlikte 11 Eylül badiresinde izledik.

İnsanlar gökdelenlerin içinde cayır cayır çıra gibi yanmaktansa kendilerini boşluğa bırakmayı yeğledi.

New York'taki Türkevi açılışının "itfaiye koşulları tamamlanmadan" Reis'in ziyaretlerinden birine alelacele yetiştirilmesi amacıyla başvurulduğu söylenen rüşvet ve al gülüm ver gülüm ilişkiler, öncelikle bu güvenlik boyutu ile ilgimi çekti.

Neye niyet, neye kısmet

Türkiye, "küçük Amerika" olacaktı; ABD "büyük Türkiye" oldu.

ABD'de "yangın güvenliği", Türkiye de hayal dahi edilemeyecek öncelik ve önemdedir. Yangındır, depremdir, trafik terörüdür, "saldım çayıra, mevlam kayıra" yaşayan bizler için "kamu güvenliği" soyut bir kavram. New York Belediye Başkanı Eric Adams'ın THY'de ekonomiden "business"e yatay geçiş yapan biletleri ve de beleş İstanbul gezileri karşılığında, Türkevi açılışına gereken denetimler tam yapılmadan ön ayak olmasının manası bu yüzden kavranamıyor.

'HEPİMİZİN GURURU'

"Ne var yani" deniyor, "Adam süreci hızlandırmış. Karşılığında da kendisine Türk misafirperverliğinin gereği jestler yapılmış."

Ana muhalefet lideri Özgür Özel bile, yapılanı "jest" diye tanımladı. "Hepimiz için gurur kaynağı" sözleriyle nitelendirdiği "Türkevi'nin kazandırılması sürecinde jest gördüysek fazlasını ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır" dedi.

Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyle derler ya... Öyle.

Jest derken...

ABD Büyükelçiliği alanı için hangi jesti kim yapmış

"Biz" derken Özel, "CHP'yi" mi, "AKP iktidarını" mı kastediyor

Hatlar bazen çok karışıyor.

CHP genel başkanı bu demeci, beraberinde CHP Genel Sekreteri Selin Sayek, gençlik kolları genel başkanı Gençosman Killik, gölge dışişleri bakanı İlhan Uzgel, İstanbul milletvekili Namık Tan, Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli'den oluşan bir heyetle Sosyalist Enternasyonal için gittiği New York'ta Türkevi'nde veriyor.

Yazarken bile kolum yoruldu.

Çeşme belediye başkanı ne alaka mesela çözemedim.

Ekonomiden business'a yükseltilen biletleri yüzünden New York belediye başkanının başına -misal- bunca bela gelmişken bu devasa "sosyalist enternasyonal" heyeti acaba ekonomide mi gitti Business'ta mı

Biletler THY'de "upgrade" mi edildi, tamamı yoksa CHP tarafından mı ödendi

Bu New York çıkartmasının faturası ne oldu düşünmeden edemedim.

Bizde bu tür şeyler o kadar sıradan, o kadar belirsiz, o kerte alelade ki... Neyin ne olduğu bilinmez ve sorulmaz. "Jest" der geçersin.