Boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı belirlenen ve ölüm aylığı alan kız çocukları

Son günlerde kamuoyunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından, ölen anne ve babasından veya ölen eşinden ölüm aylığı almak amacıyla boşanan ve boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen çok sayıda hak sahibi eş ve kız çocuğunun ölüm aylıklarının kesildiği haberleri yer almaktadır.

Bu uygulama yeni değil. SGK, bahse konu kişiler için aylık kesme işlemini 5510 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 2008Ekim ayından beri yapmaktadır.

5510 sayılı kanunun;

34. maddesinde, eşlere ölüm aylığı bağlanmasında, sigortalıyla ölüm tarihinde resmi nikâh akdinin bulunması şartı aranırken kız çocuklarına ölen anababadan dolayı ölüm aylığı bağlanması için aranan koşullardan biri de bekâr, dul veya boşanmış olmalarıdır.

56. maddesinde, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı belirlenen eş ve kız çocuklarının bağlanmış olan aylıklarının kesileceğini ve bu kişilere yersiz ödenen aylıkların yasal faiziyle geri alınacağı hüküm altına alınmıştır. Uygulamanın usul ve esasları 6112018 tarihli ve 201838 sayılı genelge ile belirlenmiştir.

5510 sayılı kanun yürürlüğe girmeden önce, anababadan ölüm aylığı almak için eşlerinden boşanan ve fiilen birlikte yaşamaya devam edenler için herhangi bir yasal düzenleme yoktu. Yasal düzenleme yapılmasında SGK'ye bu konuda yoğun şikâyetlerin gelmesi etkili olmuştur. Şikâyetler yoğun olarak Karadeniz Bölgesi'nde ölen maden işçilerinin kız çocuklarının aile yakınlarından (annesi, kardeşi, akrabası) gelmekte idi. Kurumdan hileli yolla ölüm aylığı almanın yolunun kesilmesi amacıyla yasal düzenleme yapılmıştır.

SGK tarafından eş ve kız çocuklarının boşandıkları eşleriyle fiilen yaşadıklarına ilişkin tespit işlemi, ihbar veya şikâyet üzerine, kurumun sosyal güvenlik denetmenlerince yapılmakta ve rapor düzenlenmektedir. Haklarında bu şekilde tespit yapılan eş ve kız çocuklarının ölüm aylıkları kesilmekte ve taraflarına yapılan yersiz ödemelerin, bunların kasıtlı ve kusurlu davranışından kaynaklandığı kabul edilerek hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren hesaplanacak olan yasal faizi ile birlikte tahsil edilmektedir.

Kurumca, bunlar hakkında 452013 tarihine kadar ayrıca cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmakta idi. Ancak bu işlemin yargıya taşınması sonucunda verilen kararlarda "suç unsurunun oluşmaması" nedeniyle söz konusu davalar kurum aleyhine sonuçlanmış ve kurum yaptığı yönetmelik değişikliği ile anılan tarih itibarıyla suç duyurusu uygulamasını sonlandırmış, ancak boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiğini tespit ettiklerinin aylıklarını keserek yersiz ödemelerin tahsiline devam etmiştir.

Kurum denetmenlerince hak sahibi eş ve kız çocuklarıyla ilgili bu tespit yapılırken; tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmakta, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmakta, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmakta, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgiler araştırılmakta, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmakta, seçmen bilgi kayıtları kontrol edilmekte, tarafların varsa çalışmaları nedeniyle resmiözel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresleri dikkate alınmakta, boşanan eşler İş Kanunu kapsamında yer almakta iseler, adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmekte, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölgeler yönünde kapsamlı Emniyet MüdürlüğüJandarma Komutanlığı araştırması yapılmakta, mahalleköy muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmakta ve toplanan tüm kanıt ve bilgilere göre değerlendirme yapılmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda "boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı" tespiti yapılan ve ölüm aylığı kesilenlere ölüm aylığı;