'Terk edilmiş hissedenler kulübü'
Tümevarım için küçükten başlıyorum; CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in BBC'ye yaptığı açıklamalarda, İngiltere'nin kendilerine destek vermemesinin yarattığı ağır hayal kırıklığı vardı
Kendilerini terk edilmiş hissediyorlardı ve okurlarımız Özel'den evvel duygularına tercüman olduğumuzun şahididir; "Avrupa İmamoğlu'nun arkasında neden durmuyor", (2203) ve "CHP dünyayı 'görüyor' ama 'sokakta' kalıyor" (2603)
'Terk edilmişliği' paylaşanlar çok; gazeteciler var, akademisyenler var, "bileşenler" var, TÜSİAD var, siyasi partiler var, vs
Esasen, Sayın Özel'in röportaj verdiği BBC dahi terk edilmişler kulübünün üyesi. Londra da öyle. 'Amerika'nın Sesi'ni yazmıştık, bu dahi kafidir. Mesele şu ki, alenen İngiltere'ye "kırgınlığını" mızıldanmak, küresel çözülüşü görmemek anlamına geliyor. Hâlâ 'şişeden çıkmış cini' geri bastırmaktır.
'Kendi ülkesini dışarıya şikâyet', Türkiye'de belli bir politik geleneğin mirası. Bu yüzden kızmak artık zaman ve enerji kaybı. Bunlar bu
Vahim olan, yerkürenin dönüşündeki eksen kaymasını, kaydıranlara şikâyet etmeleri! Hatırlayın, "Türkiye'nin ekseni kayıyor" diye de dışarıya şikâyet etmişlerdi. Şimdi 'dışarının ekseni kayıyor' ve onlar hâlâ parti içindeki hırslarını Türkiye üzerinden ibra etmeye çalışıyorlar
Tabii ki siyaseten felaketle sonuçlanacak
Muhalif "entelektüeller", terk edilmişliği, dünya politiğindeki konjonktürel değişimin çıktılarından biri olarak tespit etmeye başladılar. Günaydın. Yalnız, "konjonktürel", "geçici" anlamı da içeriyor ve buradan kendi siyasetleri adına "umut" devşiriyorlar. Yani onlar için bu hal, aniden başlamış ve örneğin Trump'ın dört yılının ardından yine aniden eski güzel günler gelebilir duası içeriyor. Aniden başlamadı, aniden de bitmeyecek
On yıldır yazıp, anlattıklarımızı tekrarlayacak değiliz; Amerika'yı aynı Amerika, Avrupa'yı aynı Avrupa, İngiltere'yi aynı İngiltere saymanın, oyuna buna yaslanarak devam etmenin bedeli var ve ödüyorlar
Modern dünyada hiçbir savaş diplomatlar veya generaller tarafından çıkarılmadı. Belki pratisyeni oldular ama savaşı çıkaran "paradır". Yerleşik sistemkurulu düzen "yeni para" üretemediği için, üzerine tüm dünyada "adalet" talebi ve sosyal dalgalar yükseldiği için adım adım gelişti. 'Acil çıkış' da bulamadılar
Ve yine bu yüzden Avrupa İkinci Dünya Savaşı dinamiklerine dönüyor. "Silahlanmış Avrupa" diyorlar, paradır aslı. Bulabildikleri yol bu kadar
Avrupa Birliği 450 milyon vatandaşına, "acil malzeme stokları yapın", "72 saat dayanacak önlemleri alın" çağrısı yapıyor. Ya da İskandinav ülkeleri "kadınlara zorunlu askerlik" getiriyor. Alman otomotiv sanayii, tezgâhlarını "mühimmat" üretimine göre güncelliyor. Gerçekte saldıracak kimse yok. Ama korkusu lazım
ABD'nin kamu borcu 30 trilyon dolar! Deli para ve karşılığı yok. Trump'ın içeride her tarafı kısıp, devletten on binlerce insanı işten çıkarıp, dışarıyla ilişkilerini sadece para üzerinden kurmasının sebebi bu. İngiltere Başbakanı'nın, "Avrupa karanlık çağa giriyor, daha para ve savunma lazım" cümlesi kadar sadeleştirilmiş izah zor bulunur
Ankara'nın, ABD-AB-İngiltere ve Rusya ile "birbirine değdirmeden" ilişki kurabilecek zemini yakalayan istisnai ülke konumu, hatta hatta, Çin'in son dönem yatırımlarına bakarak -milyar dolarlık ilk araba fabrikasından sonra aynı değerde ikincisinin de Türkiye'ye adım atması, Çin heyetinin Şam ziyareti, vb- Pekin de aynı portföye dahil edilebilir
Daha dar alanlarda da deliller var; Yunanistan sinir krizi geçiriyor ve bir "terk edilmiş hisseden" de o. ABD'nin Dedeağaç'ta açılan kanatları artık yok. Yetmezmiş gibi, bu yüzden arasını bozduğu Rusya ile ilişkileri berbat. AB üyeliği de işe yaramıyor çünkü Avrupa şu sıralar Türkiye ile dalaşmak niyetinde değil