'Tereddüt çizgisi'

ABD'deki Ukrayna Büyükelçisi'nin CBS News'a Pazar günü verdiği röportajda dillendirdiği, "Amerika ile imzaladığımız ekonomik ortaklık ve nadir madenler anlaşması, Ukrayna için daha geniş bir güvenlik mimarisinin önemli bir parçası, gelecekteki güvenlik garantilerinin de öncülü" cümlesi, Avrupa başkentlerinde ve Moskova'da son derece ciddiye alındı. ('Ukraine says minerals deal with US important part of future security guarantees' 0505, AA.)


Öyle olması da gerekiyor


Papa tabutunun gölgesinde gerçekleşen Trump-Zelenski görselininin yanında Ukrayna büyükelçisinin açıklamaları cılız kalır ama iki sandalyeli Bazilika oturumunun sonucu bu işte


Vatikan ile anlaşma arasında geçen zamanda, Washington'dan hissetirilen hava mealen şu şekle bürünmüştü; "Bu savaşı Trump başlatmadı, başlatanların pisliklerini temizlemeye çalışıyor, ayrıca Beyaz Saray, Kremlin ve Kiev'in son tutumlarından memnun değil, bu iş böyle gidecekse kendimizi yormayalım, zaten yapacak bir sürü iş var, aradan çekiliriz"
Bizzat Başkan'ın ağzından da duyulan bu yaklaşım şöyle haklılığa sahip; iş öyle hale geldi ki, dünya, savaşı çıkaranları unuttu, Trump'ın ne kadar zamanda meseleyi çözüp-çözemeyeceğine kilitlendi. Ülke içine de durum öyle yansıdığından, "Ukrayna başarısızlığı" Trump'ın hanesine yazılmaya girişildi. Bu anlamıyla elleri kanlı köşelerine çekilenler, Trump üzerinden kendilerini temize çekmeye başladılar

Amerikalıların ne düşündüğü bizi bağlamaz ama iş Avrupa ve bizdeki kafalarda da bu şekilde tartışılmaya başlandı. Vietnam nasıl Nixon ve Lyndon Johnson'unsa, Irak ve Afganistan nasıl Bush'larınsa, Suriye nasıl Obama'nınsa, Ukrayna ve Filistin de Biden'ındır. Ama ayrı fiş kesemeyiz. Hepsi Amerika'dır. Faturaya onun ismini yazarız. Trump da savaş çıkarırsa yeri hazırdır



Dönelim Ukrayna'da çatallaşan yollara


Özde mutabık kalalım; Kiev de Moskova da Trump'la iyi olmaya çalışıyor. Yeni Başkan'la birlikte top Ukrayna sahasına yıkılmıştı ve Ruslar avantajlı pozisyona geçmişlerdi


Prensipte ve hem Trump'ın hem Putin'in niyetlerinde fark olmamakla birlikte, bahis konusu anlaşma ile birlikte renk değişti. Ne kadar stratejik bir değişimdir kısa zamanda anlaşılır ama ciddiyetinin altını çizmek gerekiyor


Kiev'in oyuna döndüğünü söylemek yerinde olacaktır. Anlaşmanın barış veya öncülü sayılacak ateşkes arayışları üzerinde güçlü etkisi olacaktır. Tabii pazarlıklarda da


Şu cümleyi kurmakta tereddüt ediyorum ama nihayetinde iş oraya varabilir; Transatlantik ittifak canlanabilir! Hadi yumuşatalım, komadan çıkabilir


Çünkü bu anlaşma ABD'nin Ukrayna'daki ağırlığını değiştiriyor. Dahası "gelecek vaadi" içeriyor. Haliyle Rusya'nın da hamlelerini dönüştürme, sertleştirme ihtimalini barındırıyor
Maden anlaşmasının önemi ABD için büyük. Bunu korumak için ne kadar ileri gidebilir Sadece politik olarak değil, askeri olarak da Kaldı ki, anlaşmanın göz kırpmasını İngiltere, Fransa ve Almanya'nın okuyamamış olması mümkün değil
Barış daha karmaşık bir yola girmiş olsa yine baş edilebilir. Fakat, Kiev'in üzerinde uzun erimli Batı varlığının yeniden belirginleşmesi, barışın formatını değiştirebilir, ötesi, Doğu Avrupa, Bulgaristan ve Romanya'yı da kucağına alarak Karadeniz üzerinde ağır baskı yaratabilir


Kremlin'in, "savaşı başlatan nedenleri" masaya getirerek düzeltilmesi şartı da sulandırılabilir. Bu "nedenlerin" hepsi, BatıNATOAB'nin Rusya'ya doğru genişleme arzusu ve çıktıları üzerinden formüle ediliyordu. Bunlar bulanıklaştığında Putin'in sahada vahşileşmesi ihtimallerden biridir. "Nötr Ukrayna" beklentisinin hayal kırıklığına uğraması bu sonucu getirebilir