Şaşırmadığınıza şaşırın

'Günaydın' da diyebilirsiniz, 'geçmiş olsun' da

Gelgelelim, teşhis doğru da, kurulan 'sebep-sonuç' ilişkisi hâlâ yanlış. 'ABD'nin Avrupa ve NATO'yu çöpe göndermesini' sadece ve direkt olarak Trump'a bağlamaları 'kendi sonlarına' ilişkin bir tür safahat körlüğünü işaret ediyor. Aynısı Avrupa'nın mevcut yönetimlerinde de var

Oysa sadece bu köşede alametlerini en az beş yıldır okuduğunuz, küresel jeopolitikstratejik değişim süreci, Batı'nın dünyaya tutunma gayretleri kadar, küresel çürümenin de öyküsüydü. Dış politika bağlamında, çok kutupluluğun komplikasyonları, türev ve fonksiyonlarındaki dönüşüm bir tür 'global Araf' haliydi

Bakın, şaşırmayı bile bilmiyorlar; 80 yıllık transatlantik ittifak göçüyor, İngiltere dahil, Avrupa ülkeleri Amerika'ya karşı bir tür direniş geliştirmeye çalışıyor, arzın stratejik merkezinde kaymadır, bunu bile, 'Trump çok ayıp ediyor'a indirgiyorlar. Ne gaflet!Trump elbette 'büyük tetikçi'. Sistemin canına okuyor. Bir-iki vakte Avrupa'nın mevcut liderleri zaten kalmayacak. Ama geçiş döneminin tamamlanması ve ana oyuncuların yerlerini bulması için gerekli süre onun siyasi ömrünü aşıyor. Bu da bizi, en az iki kere yazdığımı hatırlıyorum, 2028'in başkanına götürüyor! Belirleyici ya da finali bağlayacak olan o. Trump'ın yıkıcılığını sadece zemini düzeltmek sayın

'Eski düzenin' adamları konuyu, bu dört yıllık süreyi, Trump'ı aşana kadar idare etmek, direnmek görüyorlar. Bu kendi sonlarını dönüşü olmayan bir uçuruma doğru daha hızlı itiyor

2028'in Başkanı için spekülasyon yapılmak istense, hiç kuşkusuz ilk akla gelen isim, yeni düzenin tüm şartlarını taşıyan Elon Musk! Amerika doğumlu olmaması handikap olarak zikrediliyor ama günümüz şartları düşünüldüğünde, Trump'ın aldığı kararlar hesaba katıldığında aşılması hiç sorun değil. Halledilir

Aralık 2024'te bizzat Trump, "Musk Başkan olamaz. Çünkü burada doğmadı. Güvendeyim yani" diye şaka yollu bir açıklama yapmıştı. Buradan bakarsanız, Musk'ın oğlu da, "sen Başkan değilsin, kapa çeneni" demişti! Sorun Trump-Musk rekabeti değil. Bunu fitne fırsatı görüp, ikili arasını açmaya çalışan liberal elitler, "ABD'yi kim yönetiyor" propagandası yapıyorlar. Ama yarayı kaşımak için Time'ın kapağında Oval Ofis masasına Musk'ı zaten kendilerinin oturttuklarını görmüyorlar

Olur olmaz ayrı bahis. Sonuçta zihin jimnastiğidir. Ama sonraki Başkan kim olursun olsun 'proses'in devam edeceği kesin. Olasılık, bir finale de ulaşacağıdır. Avrupa'nın ne olacağı, ABD'nin neye evrileceği, Rusya'nın nereye bağlanacağı, Çin'in yükseleceği veya düşeceği de bunun içindedir ama asıl, ekonomik yeni düzenin nasıl kurulacağıdır. Jeopolitik buna göre inşa edilecek.
Zelenski gitse de Ukrayna'da menfaatlerimiz var

ABD ve Rusya, Kiev ve Avrupa dahil herkesi Riyad masasından iteklerken Zelenski'nin Ankara'ya yaptığı ziyaret, eş zamanlamasıyla dikkat çekiciydi. Peki, Ankara'nın Zelenski'yi ağırlamasında manidar bir hal var mı

Türkiye, savaşın açık tarafları dahil, dünyanın tamamından farklı, yerli yerinde bir Ukrayna politikası geliştirdi, uyguladı ve İstanbul'da barışa en yakın noktaya ulaştı. Sonra bu masayı kimler ne çelmeler takarak devirdi biliyoruz

Yine de Ankara, hem ahlakî hem diplomatik çizgisini bozmadan "doğru"da kaldı. Dünya'da da bu duruş zaten takdir ediliyor. Peki, Türkiye bu formuna rağmen, en azından ev sahipliği yapamamak konusunda gönül kırıklığı geliştirmiş olabilir mi Mümkün. Ve böyle düşüncesi var ise 'sitem' de hakkıdır. Savaşta "namuslu" kalmayı başaran Türkiye, masada olmayı da hak ediyor