'Müttefikle' göz ardı edilebilir yakınlaşmalar

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ülkesinin güvenlik endişelerini anlatırken, "Türkiye ile gergin bir süreç yaşanırsa, Fransa ve ABD ile imzaladığımız savunma anlaşmalarına ve Avrupa Birliği'nin karşılıklı yardımlaşma maddesine rağmen kendi başımıza kalırız. Geleceğimizi planlarken hiçbir yanılsamaya kapılmamalıyız. Bunların hiç biri Yunanistan'ın mutlak güvenliğini sağlamaz"Yunan Bakan'ın kaygılarının altında kuşkusuz içeriye oynama, 'Türkler geliyor' siyasetinden beslenme, 'ABD ve Fransa' ile iyice ilerlettikleri savunma işbirliklerinde pazarlık göndermeleri de vardır. Yoksa Atina'nın bu anlaşmalardan sızlandığını düşünmek gerçekçi değilFakat uyarıların önemli bir nedeninin "tek başınalık" hissiyatı olduğunu da tespit gerekiyor. "Batı tipi müttefiklik" tecrübeleri, bizzat "koruyucular" tarafından dımdızlak ortada bırakılma öyküleriyle dolu olduğundan Atina'yı anlayabiliriz. Esasen bir çok AvrupaNATO ülkesinde de bu sinsi korku iç kemiriyorBakan Dendias, kadim komşulukdüşmanlık ilişkimizden hareketle Türkiye'den başlayarak akıl kuruyor ama.. Mesela, "bambaşka şartlarda" bir başka ülke saldırsa, Paris ve Washington'un müdahale etmesi kendi çıkarlarına zarar verecek olsa Yunanistan'ı kurtarırlar mı Hayal etmek zor. Ancak açık olan, "müttefiklere güvensizlik halidir" ve Yunanistan'a özel de değildir'GÜVENSİZLİK ÇAĞI'Geçtiğimiz pazar günü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan Sakarya mitinginde şunları söylüyordu; " bizi düşmanlarımıza karşı ne uluslararası hukuk koruyabilir ne mensubu olduğumuz ittifaklar koruyabilir ne de acizliği artık herkesin kabullendiği Birleşmiş Milletler koruyabilir. Bizi düşmanlarımıza karşı koruyacak olan tek şey bileğimizdir, kendi gücümüzdür, kendi imkân ve kabiliyetlerimizdir. Diğer türlü bize bu coğrafyada nefes bile aldırmazlar"Türkiye'nin müttefikleri ile öyküleri çok. Herkes biliyor, girmeyelim şimdi ama hem Dendias'ın hem Cumhurbaşkanı'nın güvensizlik ifadelerinin "öz savunma", yani kendine yeten, bağımsız, üretebilen savunma sanayi başlığı altında yapıldığını da not edelimGüvensizlik salgının nedeni ise yine bizzat Batı tipi düşünmeşartlanmışlıktır. Altında her gün kutsanan "sadece çıkarlar vardır" öğretisi yatarHÂLÂ NEDEN SİLAH ALIYORUZ..Yine de her iki ülke, başta ABD olmak üzere "müttefikleri" ile savunma işbirliklerini sürdürüyor. Türkiye'nin yakın zamana kadar gündeminde zaten F-16'lar konusu vardı. Yunanistan ise bizzat bizi göstererek müttefiklerinden yardım istiyor. Bu ülkeler de bölge jeopolitiği ve Türkiye'ye bakışlarına göre Yunanistan'a büyük yardımlarda bulundularGelgelelim şu an Ankara-Atina ilişkileri daha ılımlı. Temel sorunlar çözülmüş değil ama kimse sabaha bir Türk-Yunan Savaşı beklemiyorÖte yandan Türkiye'nin bir seri gelişmenin ardından haylidir berbat giden Batı ile ilişkilerinde, özel olarak ABD ile sakin sürece girdiği, bunun da "diğer" sorunların aşılmasında zemin yarattığı intibaı varGerçekten öyle mi.. F-35'LER ÖLÜ, S400'LER SAĞHızlıca anımsatayım; İsveç'in NATO üyeliğinin onaylanması, F-16'lara Amerikan Kongresi'nde kapı açılması, karşılıklı bir seri iyi niyet açıklamaları, ABD Büyükelçisi'nin yayınladığı bir makalenin kaldırdığı pembe tozlar, başını Almanya'nın çektiği, 'Avrupa Gökyüzü Kalkanı" projesine Yunanistan ve Türkiye'nin eş zamanlı imza koymaları, nihayet ABD-Teksas'ta Türk firmalarıyla birlikte fabrika kurulup, mühimmat üretileceği bilgisiBu akış, Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik "umut-temenni" bazlı duaları canlandırmış görünüyor. İçeride de, dışarıda daHafta sonunda Fransız RFI (Radio France Internationale),