Lafı dolandırmayalım; 'İsrail'le barışın' diyorlar
24-25 Haziran'da gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi'nin sıcağına Türkiye'ye gelen İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy hem Dışişleri Bakanı Fidan'la hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü. İngiltere dışişleri bakanları her zaman dikkat çeken konuklardır. Bu yüzden iki ülkenin stratejik ve jeopolitik gündemlerinin nerelerde kesiştiği, zamanlaması ve devamının nasıl geleceği önemlidir
Londra-Ankara ilişkilerinin dokusu bir süredir sıkı örülüyor. Suriye'de iktidar değişimi sırasında da ismi çok geçmişti. Keza Irak'ta da. Hele Ukrayna'da onsuz cümle kurulamadı. Bunun dışında iki ülke ticari ilişkilerini imzaya bağlayan adımları, Savunma Bakanlıkları ile asker ziyaretlerini de anımsıyoruz yakın zamanlarda
Trump'ın Beyaz Saray'a yeniden oturması ile Ortadoğu dinamiklerinde Türkiye ve Suudi Arabistan'ın sürükleyici roller üstleneceği anlaşılan planların Riyad ayağında etkisi zaten yüksektir. Türkiye'yi de ihmal etmiyorlar
Bir evvel paylaşmıştık, İngiltere'nin yaklaşık iki hafta önce yayınladığı, 'Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi-2025' de Türkiye'ye şöyle bir coğrafyadan bakılıyordu; "Karadeniz, Kafkaslar, Ortadoğu ve Afrika'nın kesişim noktasında bulunan Türkiye, Birleşik Krallık'ın Avrupa ve NATO'nun kanatlarındaki güvenlik çıkarları için elzemdir. Güçlü askeri entegrasyon ile savunma sanayi işbirliğinde İngiltere için kilit bir ortaktır"
Bakan Lammy, gelmeden önce Türk gazetelerine verdiği röportajda da aynı paragrafı birebir tekrarladı. Kuşkusuz, Türkiye'ye verdikleri öneme dair de atıflardır bunlar ama neyi kastettiklerini tam biliyor muyuz
Araya girip, anglosferin diğer ortağına dönelim
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın açıklamaları belli ki hep ilginç olacak. Anadolu Ajansı'na verdiği söyleşi de öyleydi ve içerisinde özellikli bir bölüm 'hımm' dedirtiyor
"İsrail'in yeniden tanımlanması gerekiyor. Şu an yeniden tanımlanma sürecinde. İsrail-İran arasında yaşananlar, hepimiz için, 'süre doldu, yeni bir yol açalım' deme fırsatı. Bu yolun anahtarı Türkiye" (2906.)
Ceplerimizi yoklayalım; Türkiye'nin Ortadoğu'da elinde tuttuğu çok anahtar var ama o yolun anahtarı hangisi İsrail'in yeniden tanımlanması ne demek Yeni yol ne Hangi kapıyı, kilidi açacak İngiltere için sorduğumuz sorular burada da caridir
İnceltelim
Trump'lı ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik ana planı, 'İbrahim Anlaşmaları'nın hayata geçmesidir. Değişen konjonktüre uygun rötuşlar atılsa da, bölge ülkelerinin bunu imzalamasıdır
Bir ayağı Suriye'dir. İki sorunun aşılması gerekiyor. İlki İsrail'dir. Şam-Tel Aviv ilişkilerinin iyileşmesi ABD-İngiltere tarafından destekleniyor ve teşvik ediliyor. Yeni Şafak, 29'unda, "Suriye-İsrail anlaşması belirginleşiyor" başlığı attı ve "Suriye'de Esad rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesiyle birlikte Golan Tepeleri'nin Suriye tarafında kalan tampon bölgeyi işgal eden İsrail ile Şam yönetimi arasındaki müzakereler sona yaklaşıyor" diye duyurdu
30'unda ajanslar, "Trump, Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırdı" haberini servis ettiler. Alenen söylemeseler de hem Washington hem Londra, Türkiye-İsrail ilişkilerinin de tatlıya bağlanmasını arzu ediyor. Hatta Suriye bunun ön adımlarından, kolaylaştırıcılarından sayılıyor. PKKYPG meselesi de öyle
İkinci konu İran. Yine her iki ülke ateşkesin devam etmesine, bir anlaşma imzalanmasına bastırıyorlar. Bu da Ortadoğu'ya ilişkin master planın aynı ayağıdır