Eski imparatorluk ile 'son' imparatorluk arasında

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, "Birleşik Krallık oyuna döndü" dedi. Washington o havalarda dansa kalkmıyor artık; hep bir ağızdan, "para dışında herhangi oyunda yokuz" mesajı veriyorlar

Londra'nın Rusya takıntısı, "kişisel meseleleri" aşalı çok oldu. Avrupa'nın dengesini kaybetmesi onları da peşinden sürükleme riski yarattığından, en berbatı da, başta Almanya (işsizlik oranı yüzde 6,3.), "savaş yatırımları" dışında ekonomik çıkış bulamadıklarından, Paris-Berlin-Londra'nın gözü, "Nazilik" dahil her şeyi kesiyor. Yoksa ne Rusya "Roma'yı" işgal etme niyetinde ne de Avrupa'nın tamamı Moskova'ya bayrak dikecek güce sahip

Öyle mide kaldırıcı hale geldi ki bu tablo, Almanya, bir ve hep önceki Berlin hükümetlerinin hilafına İsrail'i kınıyor! Diyeceksiniz ki, 'bunda kötülük nerede' İlk bakışta fark edilememesi normal; çünkü tamamı kötülük! Siz içinden seçmeye çalışıyorsunuz. Düne kadar açık açık, "Biz İsrail'in üzerine gidemeyiz, geçmiş günahlarımız engel oluyor" derken, bugün hep birlikte İsrail'e abanıyorlar. Filistin'e sevgiden kaynaklanmıyor herhalde. İsrail, Batı'nın Rusya'ya yönelik konsantrasyonunu hem bozuyor hem "bölüyor"

Tüm anlaşmazlıklarına rağmen, ABD'nin Rusya karşıtı pozisyonuna dönmesini istiyorlar. Bunun için inatla Kiev'in arkasında durmaya devam ediyorlar. Öyle ki, herhangi bir ABD Başkanı, Oval Ofis'te Zelenski'ye yaptığını başkasına yapsa, o liderin uçağı dönüşte inecek pist bulamazdı!

Ama Zelenski yerinde kaldı. Hatırlayalım; Washington dönüşünde hemen İngiltere'ye gitmişti. Fransa ve Almanya'ya da uğradı. Burada hem benzer durumlarda nasıl davranması gerektiği konusunda "beden eğitimi" verilip inceltildi hem de ABD'ye, "yine de arkasındayız" mesajı verildi. Meydan okuma değildir. Londra'nın diplomatik dili çatal olduğundan ısırdığını sonra anlarsınız. Temennileri 'ABD dönsün'dür

Her konuda anlaşamaları gerekmiyor. Kanada mesela. Britanya Kralı'nın, "Kanada, Kanada olarak kalacak" demesi, gerilimi güzel anlatıyor. Zaten Trump'ın, "Kanada eyaletimiz olacak" yükselişinin aslında İngiltere'yi dövmek olduğunu kayda geçirmiştik

Trump, neredeyse kum saati stresinde azalan son Başkanlık döneminin planlarında barış sağlanmadan ilerleyemeyeceğini düşünüyor. Haklı da

Bir önceki yazımızda ABD'nin yeni dünyadaki pozisyonunu, politikalarını yetkili ağızlarından paylaştık. O tamam. İran'da, İsrail-Filistin'de, Suriye'de, Ukrayna'da, Yemen'de, Körfez'de ve bölgenin alakalı tüm coğrafi uzantılarında sorun istemiyor. Bu durum genelde bir tür "cephe düzenlemesi", arkayı sağlama alma yolu olarak, yani Çin'e doğru giderken yapılacaklar bağlamında tarif ediliyor. Ondan da emin miyiz Trump'ın Çin'le de "ekonomi" üzerinden ama savaş veya kriz olmadan hesaplaşmak istemesi daha akla yakın geliyor

Sadeleştirirsek, Trump'ın dünya tahayyülü, Ukrayna'da barış olmadan zor. Günün sonunda, Çin-Rusya'yı birbirine yapıştırmaya devam ediyor. 9 Mayıs'ta Kızıl Meydan'da iki ülke liderinin verdiği poz, Türkiye'de terör örgütünün silah bırakma sürecine isabet ettiğinden karambole geldi ama herkes Moskova-Pekin ilişkilerinin sadece görüntü olmadığını anladı

Kimi uzmanlar, Trump'ın kulağını tersten gösterdiğini düşünüyor; Biden da Trump da Çin'e "sert yaparak" göreve başlamışlardı. Biden ayrılırken gördük ki, Çin'in cilası bile çizilmemişti. "Trump, Rusya ile değil Çin'le başlamalıydı" görüşü, tabii Ukrayna savaşına hiç dokunmadan, Batı için daha verimli olabilir miydi Artık geç ama düşündürücü

Türkiye'nin, kutuplarla sorunu yok. Tersine, hepsiyle oyun kurmayı seviyor. Muhtemelen, "gün bugündür" diye düşünüyor. Konjonktür müsait. Fakat Batı'nın bölünmüşlüğü içinde aynı politikalar sürdürülebilir mi