Amerika'yı ne yapmayı düşünüyorsunuz

Sorunun doğrusu, 'Amerika'ya ne yapmayı düşünüyorsunuz'dur ama şu sıralar, 'rafa nasıl kaldırılacağı'na ilişkin tartışmalara odaklanmak şartlarla daha uygunEvlatlarımızı elimizden alan terör saldırısında tetiği çekenler kadar arkasındakilerin tartışıldığı bir gündem geçirdik ve 'çirkin gerçek'le bir daha yüzleştikABD sorunu nasıl aşılacakSon üç saldırıda ABD'nin n-direkt, İsrail'in ise direkt etki ihtimali akla daha uygun geliyor. Olayların karşılaştırmalı akışı buna işaret ediyor. Gazze'de 100'üncü gününü aştığımız kriz, Ankara-Tel Aviv ilişkilerini 'neredeyse savaş' durumuna yükseltmiş bulunuyorHer iki devletin yöneticileri, 'karşılıklı duygularını' açıkça söylüyorlar. İstihbarat alanında yaşananlar ise zaten 'savaş' Fakat, olaydaki İsrail eli bunun da sebebinin Amerika olduğu gerçeğini azaltmıyor, hiç değiştirmiyor. Gazze krizinin başında İsrail'in arkasına uçak gemileri koyan ABD-İngiltere koalisyonunun mesajı, 'karışan karşısında beni bulur'du. İlerleyen günlerde bu etki, bölgedeki İsrail varlığının alanını güven ve kontrole almak yolunda genişletildi. Kızıldeniz de oyduSonuç olarak; ABD, bölge ve dünya kadar Türkiye için devasa bir ulusal güvenlik sorunutehdidi olarak karşımızda duruyor. Kötüsü, bunun için kamuoyuna yansımış, işlevsel görünen herhangi bir çözüm görünmüyorÜSLERİ KAPAMAK, NATO'DAN ÇIKMAK, KARŞILIK VERMEKABD'nin cezalandırılması ile aşılması farklı konulardır. İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılması, NATO'dan çıkılması, daha ileri giderek 'karşılık verilmesi' kamuoyunda çok tartışılıyor. Bu 'önlemler', ABD'yi cezalandırır, doğru. Diğer yandan Batı'yla ilişkinizi kesin biçimde sonlandırır. Ülke çıkarları açısından her biri veya toplamı tartışılabilir. Öte yandan, sonuçları da soğukkanlı biçimde konuşulmalıdır Mesela benim için üslerin kapatılması için şartlar her geçen gün daha olgunlaşıyor. Ancak NATO üyeliğimiz NATO'ya karşı bile elimizi güçlendiriyor. İsveç'in üyeliği süreci bunun güzel bir örneği. Onaylanmamasını tercih ederim ama sürecin Ankara'ya açtığı alanı kullandığımız da bir başka gerçek.Esasen AB ve NATO gibi uluslararası Batı kuruluşları ile Türkiye ilişkisi zaten kendini yavaş yavaş öldürüyor. AB hedefine bağlılığımız konusunda ne söylersek söyleyelim, iki taraf da şu an bitkisel hayatta olunduğunu biliyor. Kimse de bir şey yapmıyor. Fişi çekmenin sorumluluğundan herkes kaçıyor ama yataktaki 'ölüyü' de herkes görüyor'ABD'ye karşılık verilmesi' konusunda ise bir gereklilik var. 'İnce ayarlanmış' mütekabiliyet ihtiyaç görünüyor. Tokat yediğinizde diğer yanağınızı dönmüyorsunuz ama cevap verilmediğinde yenisine davet çıkıyor. Belli ki bu cevap eşeği dövmekle yeterli olmuyor. O halde çok iyi hesaplanmışkitaplanmış adımların gündeme alınması düşünülebilir.Hülasa, bu önerilerin her biri avantaj ve dezavantajlara sahip. Oysa ABD sorunu olduğu gibi duruyor. Hepsini birden yapsanız da durmaya devam edecek JEOPOLİTİĞİ AMERİKA'NIN ÜZERİNE YIKIN!..Bu da Türkiye'yi açmaza sürüklüyor. Bölgede canımızı yakan her gelişmenin ardında ABD'nin bulunması, siyaset, ekonomi dahil her türden atakların tekrarlanması, problemin çözümünde alışıldıkyerleşik çözümleri de, maalesef ikili diplomasiyi bile işlevsizleştiriyor. Kimsenin elinde çözüm yok, yeni bir yol yapmakta da kısırlık mevcutOrta vadeli bir plana ihtiyacımız var. Uzun vadeli olamaz çünkü sorunlar acil olduğu gibi, mevcut şartların değişme olasılığı bulunuyor. Kısa vadeli de olamaz çünkü canımız yanıyor ve bize maddi külfet getiriyor. 'İkinci Yüzyıl'ın yapılacak işleri de ağırlaşıyorBu halde Amerika'yı ne yapacağımız ya da Amerika'ya ne yapacağımız sorusuna önerimiz, '5 deniz havzasında' gelişen yeni jeopolitik şartların Washington'un