Suriye-Ürdün-Irak sınırının köşebendinde yer alan Tanf'daki ABD üssünün vurulması ile İran'ın, Irak-Suriye-Pakistan'a gönderdiği füzeler, daha ileri giderek, Türkiye'ye yönelik terör saldırılarının bağlantısı var mıİlk bakışta kesin bir rabıtailinti kurmak müşkül gelebilir. Bu gelişmeler ayrı katmanlara, daha doğrusu ayrı 'katlara' denk düşüyor ama aynı apartmandan, aynı adresten bahsediyoruzKeza, üçlü füze saldırılarında İran'ın taşeronsuz ilk kez ortaya çıkması ile ilk kez ABD'li askerlerin öldürülmesi arasında şeklî bağ kadar nitelik alakası da mevcutBiri yerel, diğeri bölgesel dengeler üzerinden gelişiyor ama açık biçimde hepsi Ortadoğu güç mücadelesinin ana parçalarıMesela, Tanf vakası ABD Başkanlık seçimlerinin zamanlamasına nasıl denk düşürüyorsa, terör saldırıları ve füzeler de Irak'ın kuzeyinde gerçekleşecek -gerçekleşirse tabii- seçimlere denk düşüyorYa da nasıl İsrail-Gazze trajedisinin bölgeye yansımaları konjonktüründe, Tanf saldırısının çıktılarından biri ABD'nin İran'ı vurması beklentisiyse, Türkiye'nin PKKYPGBafel Talabani üzerinden İran ve ABD'yi dövmesi de benzerini oluşturuyorKatları, daireleri hatta odaları bilmemiz şart. Ama adresleri karıştırmadan. (Girizgâhı şuradaydı; 'İran üçlü saldırısının gerçekleri', 2001.)KYB'nin, yani Bafel Talabani'nin ne olduğunu artık biliyoruz; PKKYPG, İran ve ABD ile işbirliği yapıyor. Çelişki yok. Olan tam bu ve Ortadoğu datam böyle bir yerBir diğer çelişki gibi görünen gelişme, ABD'nin Irak hatta Suriye'den çekileceği üzerine yapılan yoğun tartışmalar. Bu ne demektir, gerçek mi değil mi üzerine kafa patlatmak gerekiyor. Amerikan resmi söylemi reddediyor. Ama herkes bunu konuşuyor!İran-Türkiye arasında yaşanan rekabet de öyle. Özellikle Irak üzerinden yürüyen bu gerilim hattı bir diğer gerçek. İran Cumhurbaşkanı'nın nihayet gerçekleşen Ankara ziyaretinde konunun ele alınmadığı düşünülemez. Kapalı oturumda Sayın Cumhurbaşkanı'nın neler söylediği, Reisi'nin nasıl karşıladığı merak konusu. Sahadaki yansımaları ipuçlarını verecektirTürkiye-Irak yakınlaşmasının yarattığı rahatsızlık elle tutulacak kadar açık. Bağdat heyetinin kısa süre önce Türkiye'ye yaptığı ziyaret ve varılan anlaşmalar, Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı'nın bölgeye yaptığı ziyaretler, Kalkınma Yolu Koridoru gibi projelerin nazar çekmesi doğal. Hepsi aynı nüfuz rekabetinin, Irak'ın parçaları üzerinden yürüyen çekişmenin büyüyeceğinin işaretleri. Zaten Dışişleri Bakanı Sayın Fidan'ın, 'KYB'ye yönelik ileri tedbirlerden' bahsetmesini kafi saymalıyız.Biz apartmana sokaktan değil mahalle üzerinden bakalımTanf Üssü'ne yönelik saldırı aslında bu üssün uzantısı olan, yine sınırdaki 'gizli' CIA istasyonunu vurdu. İran veveya 'proxy'lerinin bu saldırıyı gerçekleştirmiş olması, bölgenin tamamında izlediğimiz arka plana uygun. Yani; "bugüne kadar İran ve edevatları ABD üslerine bir sürü saldırı gerçekleştirmişlerdi ama Amerikan askerleri ölmemişti, şimdi onu da yaptılar, öncesinde de ilk kez bizzat ortaya çıkıp, üç ülkeye füze fırlatmışlardı"! Eğer bu okuma doğruysa, anlamlandırmak gerekiyor. (Şimdi değil ama ABD'nin sadece Suriye'den değil Batı Asya'nın tamamından -Irak dahil-çekileceği iddiasını etüt şart.)Saldırının ardından apar-topar, "üs bizim sınırlarımız içinde değil, saldırı bizim topraklarımızda olmadı" diyen Ürdün'ün paniğini anlamak gerekiyor. Levant'ta mukim 'Kule 22'nin uğradığı saldırıyla birlikte, İsrail-Gazze savaşının sınırında bir ülkenin ABD ile nasıl işbirliği yürüttüğü ortaya çıkmış olmadı mı 'Tam da böyle bir yer' dememiz yanlış mıBölgede yeni safhaya geçilmiş bulunuluyor. Bu Washington'u da zorlayacak. Çünkü Washington bir yandan Irak ve Suriye'de karar vermek durumunda ama asıl "savaş ve barış" arasında bir seçim yapması, seçiminin sonuçlarına da katlanması gerekiyor.Seçim dönemlerinde 'savaş çıkarma' yöntemi
Yenikler, ezikler, gizli müttefikler…
20-08-2025 
Alaska zirvesi: Rusya'ya, Çin'e karşı davet…
16-08-2025 
Amerika'yı ne yapmayı düşünüyorsunuz
17-01-2024 
Ankara terzisi
06-01-2024 
'Farklı ülke'
03-01-2024 
İsveç oylaması
24-01-2024 
Blinken'ın teklifi
10-01-2024 