ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın tekrarlayan açıklamaları, hatta büyükelçiliğin resmi sosyal medya hesaplarından, "Türkçe-İngilizce" yayınladığı, "S400'leri atın, F35'leri alın" mesajları, Amerika'daki bu coşkunun neden şimdi yaşandığını merak ettiriyor…
Şöyle diyor; "ABD, Türkiye'nin F-35 programına tekrar katılma isteği ve Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini elinde bulundurması hususunda Türkiye ile süregelen görüşmeler yürütmektedir. Amerikan yasalarında belirtildiği üzere, Türkiye'nin F-35 programına dönebilmesi için S-400 sistemini artık kullanmaması ve elinde bulundurmaması gerekmektedir. Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki olumlu ilişki, yeni bir işbirliği ortamı yaratarak bu hususta neredeyse on yıldır yapılan en verimli görüşmelerin gerçekleştirilmesini sağlamıştır. Temennimiz, bu görüşmelerin önümüzdeki aylarda hem ABD'nin hem de Türkiye'nin güvenlik gereksinimlerini karşılayan bir gelişmeyi getirmesi yönündedir"…
Normalde, "Amerikan yasalarında belirtildiği üzere…" cümlesinden sonra masadan kalkmak gerekir ama…
Asıl cümle şu tabi; "Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki olumlu ilişki yeni bir işbirliği ortamı yaratarak…" Yani diyor ki, artık yeni bir dünya ve bölge düzeni var, Trump da Biden değil, daha önemlisi şu anki Amerika ile o zamanki Amerika arasında dağlar var-ki bu doğru-S400'lere artık ihtiyacınız yok, F-35'leri satalım size"…
Tamam da, aksayan bir yer mi var Evet, aramız önceki yönetimlere kıyasla fersah farkı iyi. E, zaten görüşülmüş, 'on yıldır yapılan görüşmelerin en verimlisi'ymiş.. Bu acele ne
Kızılelma'nın görmeden fırlatıp, F-16 vurduğu füze kadar hıza gerek var mı Hani şu, 'Kızılelma'nın uçtuğu, Murad'ın gördüğü, Gökdoğan'ın vurduğu' olay! Acaba ABD'nin 'motivasyonu' bu mu
Bu kadar bastırmaya Ankara'nın manidar sessizliğinin yarattığı korku mu teşvik edici oldu yoksa Çünkü Cuma günü Milli Savunma Bakanlığı da ilgili soruya gayet top çeviren bir cevap verdi…
***
Mesele bu denli öne çıkınca, haber kanallarında S-400'ün kuyruk acısını çıkarmaya çalışan gizli Batıcılar da maşallah hemen sökün ettiler…
F-35 ve S-400 dosyaları bir çok başlık altında işlenebilir; teknik boyutu var ki, aman aman, sabahlar olmasın. Ekonomik boyutu var, siyasi boyutu var, yeni düzen açısı var, neye lazım bakışı var, ihtiyaç mı değil mi tartışmaları var.. Var ki var…
Bunları konuşmak yanlış mı Hayır, değil. Ama bunların kendi içinde hiyerarşik bir tasnifi olmak lazımdır; birinci ve en üstteki başlık ise "bağımsızlık"tır…
Bu niza neden çıktı Sadece, Patriotları vermediler, biz de kızdık, S-400 aldıkla sınırlı değil ki. 'Yerli ve Milli'dir ana eksen. Ve dahi, "Türk Bağımsızlığı"na yaslanır…
S-400'lerin politik menzili, silah menzilinden çok daha fazlaydı. Acil bir ihtiyacı yamıyordu ama asıl boğazına kadar Amerikan silahına batmaya çekilen kırmızı çizgiydi. "Gerisi bizde" demekti; "biz yapacağız" uçaklarımızı, SİHA'larımızı, gemilerimizi, hava savunma sistemlerimizi de demekti. Yaptık da. Yapıyoruz da…
S-400'lerin alım sürecinde hatırlayınız, "kime karşı alıyorsunuz kardeşim bu sistemi" tartışması açılmıştı. O günün Türkiye-ABD ilişkileri o haldeydi ki, "Amerika'ya karşı" diyenler bile çıktı. Kimse de, "yok artık" diyemedi. Çünkü konjonktür öyleydi…
O halde, "bugün F-35'ler kime karşı alınıyor" sorusu meşrudur…
ABD'ye karşı zaten kullanamazsınız. Bakmayın sızlanıp şikayet etmelerine Yunanistan'a ihtiyaç yok, Türkiye'nin niyetinden kuşkulansa Avrupa Eurofighter'ları vermezdi. Zaten savaştırmazlar da. Suriye tehdit değil, Irak tehdit değil, İsrail'i zaten vurdurtmazlar, uçak çalışır mı çalışmaz mı belli olmaz. Kala kala iki ihtimal kalıyor; Rusya ve İran…

9