ABD, PKK'nın kellesi için ne istiyor

Fakat şunu biliyoruz; Ankara hem terör örgütlerinin tamamen silinmesi hem de Suriye'de gelişen yeni jeopolitiğin ürettiği fırsatları kıymetlendirme konusuna abanıyor. Hiç kuşku yok ki, aynı Suriye denkleminin İsrail'de rahatsızlık

hatta korku yarattığının da farkında

Tabii yukarıdaki alıntı şöyle bir sümüksü kılçık da içeriyor; "sessizce onaylandığı" Bu iki kelime konuya, Türkiye-İsrail-ABD arasında sanki bir mutabakata ulaşıldığıel sıkışıldığı, yani Ankara'nın, Suriye'deki ekonomik menfaatler karşılığında, PKKYPG'yi gördüğünde başını çevireceği, İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'da devam eden soykırımına ilişkin söylemlerini de yutacağını ihsas ediyor...

Hah!

Türkiye'de bu kafada adamlar var mıdır, vardır. Tonla. Mümbittir bu ülke. Fakat haberin devamı da var; "ABD ise şimdiye kadar Türkiye'nin SDGYPG'yi dağıtma taleplerini reddetti. ABD, uzun süredir bu grupları Suriye'de IŞİD ile mücadelede 'hayati bir müttefik' olarak görüyordu. Türk dış politikasına aşina olan kaynaklar, bu durumun devam ettiğini belirtiyordu. Ancak Washington'daki hava değişiyor. ABD Başkanı Trump, Erdoğan'ı bir 'dost' olarak nitelendirdi ve Türkiye'nin, Suriye'nin geleceğini şekillendirmede kilit bir oyuncu olacağını söyledi. Erdoğan,

Trump'ı, 'NATO'nun ikinci büyük ordusunun IŞİD'in yeniden canlanmasını önlemede daha iyi bir konumda olduğuna' ikna etmeyi umuyor." (Cumhuriyet, 2701.)

Bölgede ne ABD ne İsrail ne Türkiye veya ne de başkası sadece Suriye resmine bakarak politika yapmıyor. Şam'ın düşmesi jeopolitik levhaları kaydırdı ama ortaya yeni kırıklar çıktı. Bu yüzden Suriye'ye mücavir tüm alanların hesaba katılması gerekiyor. Üstelik onlar da büyük levhalara rabıtalı

Dışişleri Bakanı

Hakan Fidan'ın Irak'a, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Şam'a eş zamanlı son ziyaretlerini akılda tutarak ilerleyelimYeni Beyaz Saray yönetimi, Suriye'de muhtemelen şöyle bir küme istiyor; Irak-Ürdün-Türkiye-İsrail-ABD. Bu grubun mevcut el Şara liderliğine itirazları olmayacak. Ancak beşgeni kuran akıl, yeni Suriye hükümetinde 'tek başına' olmasına da kolaylık çıkarmayacakDikkat edilirse bu denklemde Rusya, İran hiç yok, Körfez ülkeleri de daha çok 'kuvvetle teşvik edilen yatırımcılar' rolünde. Yanlış anlaşılmasın 'dışlanmış' değiller. Bu siyasi bir figürasyon. Rolleri var yani. (Ancak S. Arabistan'ın rolü önemli olacak. Salt Suriye'de değil. Ortadoğu'nun tamamında.)

Alt tarafa geçince; İsrail-Filistin, Gazze-Batı Şeria dosyasının nasıl hal yoluna koyulması planlandığı daha çetrefilli ama var. Birincisi pratikte yürüyen ateşkes süreci var. Kırılgan olsa da merhaleleri belirgin. Asıl iş tamamına ermesi, barışa ulaşılması değil

Bir, Netanyahu ne olacak Bu İsrail'in görünümü açısından 'şeklî' bir iştir ama Netanyahu-Trump politikalarının uyumlu olup-olmadığı konusunu düşünmeliyiz. İki, Hamas'ı fiilen silemediler ama mirasının dağıtılmasını, bunun 'daha uygun Filistinliler' tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Üç, bölge uluslararası bir güce ihtiyaç duyacak mı Öyle ise hangi ülkelerden oluşacak Dört, uzun yıllara-en az dört yıllık-dayanan barış planlarıaşamaları hesaplanıyor, bu hep açık yere demek. Beş, Mısır ve Ürdün'ün rolleri ne olacak Trump'ın Filistinlileri, bu ülkelere gönderme aklı, Kahire ve Amman tarafından terslendi. Zaten 'ham' görünüyor. Ama niye ortaya atıldı!