15 Temmuz öğretileri: Kulağınızdaki küpeleri çekmeyi unutmayın!
Yeni Şafak'ın 15 Temmuz ekleri, düzeltiyorum, gazeteleri, çünkü çapı odur, sadece hatırlatma değil. Acılarımız, şehit ve gazilerimiz, kahramanlıklarımızla birlikte, 'kulağımızdaki küpeleri", hatta biraz da onları çekerek nasihat eder. "Aklımda"yı teşvik eder…
Hem nitelik hem nicelik açından bu denli kalibreli 15 Temmuz gazetelerinin hazırlıkları da önceden başlar. Nitekim, ben de yazımı 25 Haziran'da kaleme alıyorum…
Bunu söylememin sebebi, şöyle bir gündemin tozu-dumanı arasından cümleleri kurmam; İran-İsrail savaşı 14'üncü günde soğumaya başlamış ama kırılgan hava sürüyor, dünya gündemi 'NATO Liderler Zirvesi'ne eğilmeye başlamış, Cumhurbaşkanımız ile Başkan Trump arasındaki görüşmenin kareleri gazetelere ulaşmış, yeni bir NATO ve yeni bir Avrupa Güvenlik Mimarisi'nden bahsediliyor, bunun için gerekli siyasi ve maddi talepler ile külfetler listeleniyor…
***
Başka haberler de var…
İstanbul ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılıklarının koordinasyonunda, 41 ilde FETÖ silahlı terör örgütünün mensubu olduğu tespit edilen 174'ü muvazzaf, 176 askeri personele yönelik operasyon gibi…
İçlerinde 11 albay, 16 yarbay, 46 binbaşı, 27 yüzbaşı 5 teğmen de bulunuyor yazılanlara göre. İHA pilotları, istihbarat, emir subayları bile var. İlaveten emniyet mahrem yapılanmasına da operasyon düzenlenmiş, orada da 21 gözaltı var. Ama en ilginci, savcılıktan yapılan açıklamanın kimi satırları…
Haberci dilinden aktarayım; "… savcılıkça yapılan açıklamada, TSK içerisine sızan ve tamamı deşifre edilemeyen FETÖ mensuplarının olduğu belirtilerek, bu yönüyle FETÖ'nün devletin anayasal düzeni ve bekası açısından halen en büyük tehlikeyi ihtiva eden terör örgütü konumunda bulunduğuna dikkat çekiliyor…" (25/06, Milliyet.)
FETÖ'yle mücadelede çok yol katedildi, ağır yaralandılar, yaralarından sızan kan arkalarında iz bırakarak sürünmeye devam ediyorlar. Ama yaşıyorlar…
***
Başka haberler de var…
"İleri seviye eğitim ve hafif taarruz uçağı Hürjet'in İspanya'ya satışı ile bu ülkede kullanılacak versiyonunun yerinde üretimine imkân veren mutabakat, TUSAŞ, Airbus ve İspanya Savunma bakanlığı arasında imzalandı"…
Müjdeli bir haber değil mi
Ama tercümesi edilmiş hali budur; "Türkiye, bir NATO ülkesine jet uçağı satmış oldu"!
Belli yaşın üzerindeki, siyasete az çok meraklı herhangi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına bu cümleyi söylediğinizde, önce bir durup, düşünmesi gerekir; NATO ülkesine savaş uçağı satmak!
Muştuya seviniyoruz ama nereden, nasıl bu noktaya geldiğimizi, 'anlamını' düşünüp, tartıyor muyuz
Daha çok örnek var ama uçaklarla eş zamanlı olduğu için bir tane daha ekleyelim…
"STM, Portekiz Deniz Kuvvetleri Lojistik Destek Gemisi ihalesinde, dünyanın önde gelen askeri denizcilik firmalarını geride bırakarak projeyi kazandı. 2 gemi Türkiye'de inşa edilecek. Türkiye STM ile, ilk kez bir Avrupa Birliği ve NATO üyesi ülkeye askeri gemi ihracatı gerçekleştirilmiş oldu"…
Artık, 'hangi cümleye dikkat ediniz' dememe gerek yok sanırım…
***
Peki başından beri sanki farklı gelişmeler gibi görünen bu olayları neden bir 15 Temmuz yazısının içine alıyoruz
Türkiye'nin yaşadığı 15 Temmuz ihanetinin de bunun önünü kanlarıyla kesen milletin de hassasiyeti işin özünde bir tanedir…
Bağımsızlık!
İhanet girişiminden yıllar sonra geldiğimiz bu nokta, "ev temizliğinin" ardından daha büyük azim ve emekle, fakat en çok hırsla giriştiğimiz "bağımsızlık arayışlarının" ürünüdür. En önemli konu da budur. "Vatan, millet, bayrak"ın mütemmim cüzüdür…
15 Temmuz'daki, öncesi ve sonrasındaki tüm şehitlerimizin miras ve vasiyeti budur…
***
Şimdi, daha yüklü bir cümle kurmak üzereyiz…
Sadece savunma sanayiinde değil elbette ama sembolü, mızrak ucu odur. NATO'nun, Batı'nın, elbette dünyadan kim isterse onların da "savunma mimarisini" yapmak! Büyük ekonomidir. Günümüz dünyasının en güçlü bağımsızlık aracıdır…