MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısının ardından Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın bebek katili terörist PKK elebaşı A. Öcalan ile 28 Aralık'taki görüşmesi sonrası yapılan açıklamadaki "Gazze ve Suriye'de yaşanan hadiseler göstermiştir ki dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir" cümlelerinin üzerinde durmak gerekiyor.

"Dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan sorun" Öcalan ve kurduğu terör örgütü tarafından zaten kangren hale getirilmişti. Sırtını Rusya'ya, Suriye yönetimine, İran'a, Fransa ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerine dayayarak, onların desteği ile terör sorunu kangrene dönüştü.

1999'da yakalanmasından sonra da devreye ABD girdi.

Şimdilerde ise soykırımcı Siyonist İsrail PKKKCK-PYD-YPG'yi kontrolüne almak için kolları sıvadı.

"EHLİYETİ" VAR MI

Bu nedenle terörist Öcalan adına PKKDEM'liler tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" sözlerinin ise hiçbir karşılığı kalmadı.

Terör örgütünün sadece açıklamaları değil geçen hafta yaptıkları girişimlere bakılınca A. Öcalan'ın "paradigma" dediği şeyin değiştiği, kurduğu PKK terör örgütünün kendisini yine dinlemeyeceği ortada.

Yani "kararlılığa" sahip olsa da "ehliyeti" bulunmadığı çok açık.

PKK terör örgütü Öcalan'ın talimatlarını dinlemeyecek boyutta dışarıdan müdahalelerle kangrenleşmiş bir soruna bürünürken, terörist Öcalan da PKKDEM tabanında sahiplenilmesine rağmen, 25 yıldır PKK terör örgütünün dağdaki yönetim kadrosu açısından ise sadece sembolik bir isim haline dönüştü.

Durumun anlaşılması için herkes kendisine şu soruyu sorsun; Öcalan "Silah bırakın, örgütü tasfiye edin" açıklaması yapsa terör örgütünün buna uyacağını düşünen kaç kişi var

Vereceğiniz cevap, kanla beslenen ve büyüyen emperyalist ABD ve İsrail'in maşası olmuş PKK terör örgütü sorununun A. Öcalan'ın ifadelerine yansıyanın çok daha üzerinde kangrenleşmiş durumunu gösterecektir.

SİYONİST İSRAİL EL ATTI

Rusya'dan ve ABD'den beklediği büyüklükte desteği göremeyen PKK terör örgütünün Suriye kolu PKKPYD-YPG artık soykırımcı Siyonist İsrail'in kontrolüne girmeye başladı. Terörist PKK ile Siyonist İsrail arasındaki işbirliğinin temellerini 10 Kasım günü Dışişleri Bakanlığı görevini devralan soykırımcı İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, PKKPYD'lilere yönelik şu sözleri ile atmıştı: "Kürtler büyük bir millettir, siyasi bağımsızlığa sahip olmayan milletlerden biridir. Onlar bizim doğal müttefikimizdir. Bölgedeki azınlıkların birleşmesi gerekiyor. Kürtler, İran ve Türkiye'nin zulmünün kurbanıdır. İsrail'in onlarla iletişim kurması ve ilişkilerini güçlendirmesi gerekiyor. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var."

PKK'YA DESTEK AÇIKLAMASI
Saar'ın açıklamaları, gerek soykırımcı İsrail medyası gerek terörist PKKPYDYPG'ye yakın medyada destek gördü. Bu arada 22 Kasım'da muhaliflerin Halep'e yönelik başlattığı ve 13 günde Şam'ın ele geçirilmesi ve Esad yönetiminin devrilmesiyle gelişen süreçte PKKPYD yeni müttefik arayışına girdi. İsrail basınından Jerusalem Post, 9 Aralık günü PKKYPG'nin İsrail'den yardım talebinde bulunduğunu yazdı. Terör örgütü, İsrail'in ABD yönetimi üzerindeki gücünü kullanmasını istiyordu. Aynı gün uluslararası basını toplayan İsrail Dışişleri Bakanı Saar, "Dün Menbiç'te gördüğümüz gibi Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı! Bunu ABD yönetimindeki dostlarımızla ve diğer ülkelerle görüşüyoruz. Suriyeli isyancıları Kürtlere saldırmamaları konusunda uyarıyoruz. Suriye'de Kürtlere saldırı olması halinde İsrail, Kürtleri savunmak için müdahale edebilir" dedi. Ardından ABD devreye girdi ve desteklerini açıkladı.