Soykırımcı siyonist İsrail'in 'Kürtleri'; PKKPYD-YPG

Soykırımcı İsrail'in 7 Ekim sonrası Gazze'yi işgali ardından Lübnan'a saldırısı ve devamındaki gelişmeler PKK terör örgütü ve Suriye kolu PKKPYD-YPG ile işbirliğini ortaya çıkardı.

Yalnızca 22 Kasım'da HTŞ'nin Halep'e yönelik başlattığı ve muhaliflerin Şam'ı ele geçirmesiyle devam eden son 20 günlük süreçten söz etmiyorum. Hatırlanacağı gibi PKKYPG İsrail'in Gazze'yi işgalinde rol aldı ve soykırımda suç ortaklığı yapmak için bölgeye teröristlerini göndermişti.

Politik alanda bu işbirliğini en net görünür hale getirense, 10 Kasım günü Dışişleri Bakanlığı görevini devralan soykırımcı Gideon Saar'ın açıklamaları oldu. Saar, "Kürtler büyük bir millettir, siyasi bağımsızlığa sahip olmayan milletlerden biridir. Onlar bizim doğal müttefikimizdir. Bölgedeki azınlıkların birleşmesi gerekiyor. Kürtler, İran ve Türkiye'nin zulmünün kurbanıdır. İsrail'in onlarla iletişim kurması ve ilişkilerini güçlendirmesi gerekiyor. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var" dedi.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İSRAİL-PKK PLANI

Gerek soykırımcı İsrail medyası gerek terörist PKKPYDYPG'ye yakın medyada destek gören bu açıklama, 22 Kasım'da muhaliflerin Halep'e yönelik başlattığı ve 13 günde Şam'ın ele geçirilmesi ve Esad yönetiminin devrilmesiyle işbirliğini de aşarak Suriye'de PKKYPG kontrolünce bir özerklik hatta bölünme planına dönüştürüldü.

İsrail, desteklediği sözde "Kürdistan devleti" planını, kurmayı amaçladığı "Büyük İsrail" devleti için de bir basamak olarak görüyor. Nitekim, soykırımcı İsrail'in Başbakanı Netanyahu'nun oğlu bu konuda haritalar da yayınlamıştı.

Ancak muhaliflerin yönetimi devralması ve toprakların yüzde 70'ine hakim olması Suriye'yi parçalama planı yapan ABD ve İsrail ile maşalık yapan PKKYPG'lileri panikletti.

Suriye Milli Ordusu'nun(SMO) Tel Rıfat'tan sonra 2016'dan beri işgali altında bulunan Fırat'ın doğusunda Menbiç'e yönelik operasyonu, terör örgütünün yıllar sonra alan kaybetmesine yol açarken, İsrail yıllardır PKKPYD-YPG'yi destekleyen ABD'den daha fazla telaşlandırdı.

PKKYPG İSRAİL'DEN YARDIM İSTEDİ

İsrail basınındanJerusalem Post, 9 Aralık günü PKKYPG'nin İsrail'den yardım talebinde bulunduğunu yazdı. Aynı gün uluslararası basını toplayan İsrail Dışişleri Bakanı Saar, "Dün Menbiç'te gördüğümüz gibi Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı! Bunu ABD yönetimindeki dostlarımızla ve diğer ülkelerle görüşüyoruz. Suriyeli isyancıları Kürtlere saldırmamaları konusunda uyarıyoruz. Suriye'de Kürtlere saldırı olması halinde İsrail, Kürtleri savunmak için müdahale edebilir..." dedi.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Saar'ın dediği gibi girişimleri karşılık buldu ve ABD yetkilileri PKKYPG'ye desteklerini açıklarken ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, PKKPYD-YPG'yiziyaret etti. Türkiye düşmanlarından Amerikalı Senatör Lindsey Graham, SMO'nun terör örgütü PKKYPG'nin işgal ettiği bölgelere yönelik operasyonu konusunda Türkiye'yi hedef alan açıklamalar yaptı, Cumhuriyetçi Senatör, "Geçmişte, Başkan Trump'ın IŞİD'i yok etmesine yardım eden Kürt güçlerine karşı askeri operasyonlara girişmeleri halinde Türkiye'yi hedef alan yaptırımlar tasarladım. Bunu partilerüstü bir şekilde tekrar yapmaya hazırım" ifadelerini kullandı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

PKKPYD'DEN İSRAİL'E MESAJ

Tartışma devam ederken özellikle İsrail medyası kaynaklı olarak Suriye'de PKKYPG'nın özerkliği yanında bu kez Dürzilerle federasyon fikri de ortaya atıldı.(Chanel 14)

Basına yansıyan haberlere göre PKKPYD kurucularından Salih Müslim ise bir röportajda, İsrailli yetkililerin Suriye'de PKKPYD'lilere yönelik destek ifade eden son açıklamalarını memnuniyetle karşılarken şunları söyledi: "Hiç şüphesiz, haklarımızı savunan her güç memnuniyetle karşılanır. İsrail'in duruşu doğrudur; eylemlerimizi gördüler ve Orta Doğu'daki Yahudi halkının varlığını asla inkar etmediğimizi anlıyorlar. Acımızı ve ızdırabımızı fark edenleri görmek cesaret verici. Evet, bu bizi mutlu ediyor ve bu pozisyonların somut eylemlere dönüşmesini umuyorum. İsrail'in pozisyonu uluslararası politikayı, özellikle Avrupanın yaklaşımını etkileyebilir. Bu konuda hareket etme kapasitelerinin daha belirgin hale gelmesini umuyorum. Sözlü desteğin ötesinde, pratik önlemler bekliyoruz. Buradaki dostlarımız İsrailin bu pozisyonunu olumlu olarak görüyor ve tüm kalpleriyle memnuniyetle karşılıyor."