Tarık Akan'ın 1974 yılında Hale Soygazi ile bir kılıç balığı avcısı rolünü oynadığı 'Kanlı Deniz' filmini izlemese de adını duyanlar çoktur.
Ama o filmin, bir zamanlar uskumrudan kılıç balığına, istavritten palamuta, her çeşit balığın bolca çıktığı Marmara Adası Gündoğdu Köyü'nde çekildiğini sadece birkaç meraklı ile köyde yaşayanlar bilir. Filmde, Gündoğdu Köyü'nde bir aşk hikâyesi arkasında balıkçıların zor hayatlarından kesitler yansıtılır.
Tam 50 yıl önce çekilen filmde balıkçılığın sorunları da bir sahne ile anlatılır.
Filmdeki adıyla Ahmet (Tarık Akan), annesine Marmara'da balık kalmadığından yakınır. Aralarında şöyle bir diyalog geçer:
- Havalar iyi gitse bari; çırpıntı, rüzgâr oldu mu balık iyice dibe kaçıveriyor, milletin de boynu bükülüyor ana. Zaten trolcüler balık bırakmadılar Marmara'da. Uskumru tükenince kılıç da kesiliverdi.
- Allah'ın balığı tükenmez yavrum.
- Tükenir ana tükenir, hatırla babamın zamanında böyle miydi
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı- Evet çok bolluktu Allah için, çok...
Kanlı Deniz filminin üzerinden 50 yıl geçti bu sürede Marmara Adası bırakın kılıç balığını, uskumruyu neredeyse en bol olan istavriti arayacak hale geldi. Ne kılıç balığı ne kılıç balığı avcısı kaldı.
SEZON AÇILDI AMA...
2024 yılı balıkçılık av sezonunu, beni mutlu eden ama buruk bir gerekçeyle Marmara Adası'nda Gündoğdu Köyü sahilinin 50 metre açığında İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ve ekibi ile karşıladık.
Aynı zamanda (TÜDAV) Türk Deniz Araştırma Vakfı Başkanı olan Prof. Dr. Bayram Öztürk, TÜDAV MARU adlı Türkiye'de bir sivil toplum kuruluşuna ait ilk ve tek araştırma teknesi ile Doç. Dr. Onur Gönülal, Uzman Deniz Biyoloğu Cansu Saraçoğlu, Su Bilimleri Mühendis Sare Sena Türk, Kaptan Turgut Karaca, Makinist Ömür Işık'tan oluşan ekibiyle Güney Marmara olarak adlandırılan Marmara Adası ve çevresindeki denizlerdeki biyolojik çeşitliliği araştırıyor.
Yazımın girişinde bahsettiğim Kanlı Deniz filminin çekildiği Gündoğdu Köyü açıklarına gelmesinin sebebi de Marmara Adası ve çevresinde balıkçılığın canlanması için projeler üreten sanayici Hüseyin Semerci'nin liderlik yaptığı ve geçen yıl balıkların üremesi ve çeşitliğinin artması için denize atılan yapay resif projesi hakkında inceleme yapmak.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıDOĞAL RESİFTEN YAPAY RESİFE
Marmara Adası coğrafi özellikleriyle balıkların üremesini sağlayan doğal resif özelliği taşıyor. Ancak denizlerdeki kirlilik, yasadışı avcılık, balıkçıların avlanırken denize bıraktıkları ve balıkların kayalar arasına girip çıkmasını engelleyen "hayalet ağlar" Marmara Adası'nın doğal resif özelliğinin kaybolmasına yol açtı.
Bir süre hayalet ağların kaldırılması için de çaba harcayan ancak bundan en çok yararlanacak Ada'daki bazı balıkçılardan destek yerine engel gören Semerci, Gündoğdu Köyü sahilinden 50 metre açığa yapay resif projesi ile balıkların üremesi ve çeşitliliğin artma projesi gerçekleştirdi.
RESİFLER BALIK TUTTU
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıTarım ve Orman Bakanlığı, Akçansa, Marmara Adası Belediyesi işbirliği ile 20-30 metre derinliğe atılan betondan üretilen yapay resifler 'balık tuttu'.
'Balık tuttu' dememin bir sebebi bu işin neredeyse Hoca Nasreddin'in göle maya çalması gibi zor bir iş olmasından. Çünkü başarısız örnekleri de var.
Evet Hoca Nasreddin'in göle çaldığı maya tutmadı ama bizim resifler 'balık tuttu'.
Yani balıklar onlara korunak olan resifleri kendilerine yuva olarak seçti ve üremeye başladı. Prof.Dr. Bayram Öztürk ve ekibi resiflere dalışlar yaparak bunu kayıt altına aldı ve yakında ilgili kurumlara rapor olarak sunacak
'İSTİNORA' SABAH VOLİSİ KİTABI
Projenin ilerleyişi memnun etse de Prof. Dr. Bayram Öztürk, sohbete başlarken bir Ada sevdalısı olan gemi inşa sanayinde çalışan H.