İKİ ayda bir yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantıları sonrası yayınlanan bildirilerde Türkiye'nin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren bir gündem dışında, 1'inci madde genellikle terör örgütleriyle mücadele konusuna ayrılır.
30 Temmuz 2025 tarihli MGK sonrası bildiride de aynısı oldu: "PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurtiçinde ve yurtdışında azim, kararlılık ve başarıyla yürütülen faaliyetler ile son dönemde meydana gelen uluslararası gelişmeler hakkında kurula bilgi sunulmuştur."
Bu madde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin PKK/KCK-PYD/YPG, DEAŞ ve Fetulahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele kararlılığını gösterir.
Son MGK toplantısının 3'üncü maddesinde ise Fetullahçı Terör Örgütü'ne çok daha özel bir başlık açılması dikkatli gözlerden kaçmamıştır: "FETÖ ile mücadelede gelinen aşama ve müteakip süreçte izlenecek hareket tarzları ele alınmış, ihanet şebekesinin tamamen çökertilmesine ve son kalıntılarının da bertaraf edilmesine yönelik sarsılmaz irade vurgulanmıştır."
Haberin DevamıBu madde bir yandan hâlâ devlet içinde tam anlamıyla temizlenmemiş FETÖ mensuplarının ortaya çıkarılmasını, öte yandan son zamanlarda gündeme gelen FETÖ Güncel Yapılanması'yla mücadeleyi tarif ediyor.
17/25 Aralık 2013 kumpas operasyonları sonrası devlet içindeki FETÖ mensupları hızlıca "milliyetçi", "muhafazakâr", "Atatürkçü", "solcu", "sağcı" gibi kimliklere bürünüp, "Hakyol", "Süleymancı", "Menzilci" gibi tarikat ve cemaatlere "renklendirme taktiği" ile sızmıştı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ise 125 bin dolayında FETÖ mensubu KHK'larla kamu görevlerinden ihraç edildi. Bunlardan 15 bini görevlerine iade edilirken, cezaevinde olan 10 bin örgüt mensubu dışında 100 bin dolayında isim halkın arasına karıştı. Her yıl yapılan FETÖ operasyonlarında gözaltına alınanlardan yüzde 15-20'sinin hakkında daha önce KHK'dan işlem yapılarak ihraç edilmiş kişilerden oluşması örgüt mensuplarının devlete ve millete ihanetten vazgeçmediklerini gösteriyor.
Devletin içinde devlete ihanet eden FETÖ mensupları milletin içinde de yine ihanete devam ediyorlar. En son 2021'de KHK ile ihraç edilen Ufuk Aytekin isimli eski astsubayın Bursa Harmancık'ta eline aldığı 5 litrelik benzin bidonuyla çıkardığı orman yangını, FETÖ'cülerin sadece devletin varlığı için değil milletin birliği ile ortak varlıklarımızdan olan doğal yaşamın da düşmanı olduğunu gösterdi. İşte, MGK bildirisinin 3'üncü maddesindeki o vurgu özel bir önem kazanıyor. Bu konu tüm güvenlik birimleri yanında Milli İstihbarat Teşkilatı'nın özel olarak gündeminde.
Haberin DevamıNitekim Maydanoz Döner isimli gıda zincirinin FETÖ bağlantısının ortaya çıkarılmasından sonra MİT, HAKMAR ve TATBAK isimli 800 şubeli market zincirinin örgütün güncel yapılanması altında "FETÖ Finansal Yapılanması" olarak FETÖ mensuplarını finanse ettiğini ortaya çıkardı. Bu operasyonlar FETÖ'nün şirketleşerek ihanete devam etme kararlılığında olduğunu gösteriyor.
MİT'İN FETÖ TESPİTLERİ
Nitekim, "Cemaat ile yükseldim, servetim gitse de feda olsun", "Maliyeden bir marketimin günlük geliri kadar ceza yiyecek olsam da fiyatları yükseltip ülkedeki enflasyonu artıracağım" diyen ve FETÖ üst yönetiminden aldığı talimatlarla örgütün firari üyelerinin saklandığı "Gaybubet evlerinin" giderlerini karşılayan HAKMAR ve TATBAK'ın büyük ortağı Zeki Doruk'un özellikle KHK ile ihraç edilmiş FETÖ'cü eski polis ve eski MİT mensupları üzerinden "FETÖ mahrem yapılanmasını" canlandırmaya çalıştığı da belirlendi. Elbette örgütü yakından takip eden MİT, tüm bunları tespit etti ve "FETÖ Finansal Yapılanması"nı çökertmek için kolları sıvadı.
Haberin DevamıSon MGK bildirisindeki kararlılık da bunu gösteriyor: MİT'in FETÖ'nün güncel yapılanması ve finansal yapılanmasına yönelik araştırma ve operasyonel çalışmaları da devam edecek.
YARDIM BAHANESİYLE İLETİŞİME GEÇİYOR
FETÖ mahrem yapılanması gibi güncel yapılanmasını yakından takip eden ve adli soruşturmaları yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın güvenlik birimlerinden edindiği bilgiler; örgütün devletin içinden çıkartılan mensupları üzerinden yeniden hareketlendiğini gösteriyor. FETÖ içerisinde yer alan, cezaevinde bulunan, gaybubet evlerinde saklanan ve bir kısmı yurtdışına kaçmaya çalışan şahıslara yardım etmek amacıyla örgüt kapsamında hakkında adli işlem yapılan, cezaevinden çıkan şahısların yeni bir oluşum kurma çabaları içerisinde oldukları belirendi. Örgüt üyelerinin ailelerine yardım etme bahanesiyle örgüt üyeleriyle iletişime geçerek örgüt adına yardım topladıkları, örgütten kopmaların önüne geçmek için çaba sarf ettikleri, halen katalog ve izdivaç evlilik işlemlerini yürütmeye çalıştıkları tespit edildi.