İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başında olduğu suç örgütüne yönelik rüşvet operasyonu sonrası üç etkin pişmanlık ifadesi verip serbest kalan ancak kendisiyle ilgili gerçekleri gizlediği için yeniden tutuklanan Adem Soytekin, 4 Kasım 2025 tarihli ifadesinde içinde olduğu ve Beylikdüzü'nden İBB'ye uzanan yolsuzluk ağını isim isim anlattı.
Soytekin, ifadesinin başında yeniden tutuklanmasına yol açan şeyin yalan ifade değil kendisiyle ilgili anlattıklarındaki eksikler olduğunu şöyle dile getirdi:
"Soruşturmanın düzgün yürümesi ve Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan sistemin ortaya çıkartılması amacıyla somut birçok evrak dosyaya ibraz etmiştim. Bazı hususların eksik kaldığı ve benim Ekrem İmamoğlu tarafından kurulmuş örgüt içerisinden kendimi sıyırmaya çalışmış olduğum gerekçesiyle tekrardan tutuklandım. Ben ifadelerimi somut belgeler üzerine verdiğimden kaynaklı bazı konularda eksik anlatımlar gerçekleşmiş olabilir. Bu kapsamda girmiş olduğum etkin pişmanlık yolunda tekrar tutuklanmama sebep olduğunu düşündüğüm eksik hususları huzurunuzda bulunan Av. S.A. eşliğinde anlatmak istiyorum."
Haberin DevamıBEYLİKDÜZÜDÖNEMİ RÜŞVETİDAİRELER
Anlattıklarını okuyunca "İmamoğlu'nun sıvacısı" diye bilinen Adem Soytekin'in Ekrem İmamoğlu'nun rüşvetleri için "kasası" olduğu ortaya çıkıyor. Soytekin, Ekrem İmamoğlu'nun 2014'te Beylikdüzü Belediye Başkanı olmasıyla müteahhitlerden rüşvet olarak aldığı daireleri üzerine geçirdiğini, 2019'da İBB Başkanı olmasından sonra ise çek ve EFT ve nakit rüşvetleri için "kasa" vazifesi gördüğünü şöyle anlattı:
"Benim Ekrem İmamoğlu'nun kurmuş olduğu sisteme dahil olmam, kendi sermayem ile yapmış olduğum işlerin karşılığını almak için Ekrem İmamoğlu ve Fatih Keleş'i zorlamamam ve bana yaptırılan işler karşılığında müteahhitlerden rüşvet karşılığı almış oldukları daireleri bilmeme rağmen bunlar hakkında konuşmamamdan kaynaklı güven ilişkisinin oluşmasıyla gerçekleşti.
İlerleyen süreçte benim alacağımdan fazlası daireler gelmeye başladı. Bu gelen paralara karşılık bana başka işler de yaptırmaya başladılar. Ortalama altı ayda bir Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz ile oturup hesap görmeye başladık. Gelen dairelerin fiyatı ile benim yaptığım işlerin fiyatları hesaplanıp ortaya çıkan kâr zararı görürdük. Bu dairelerden bir kısmını kendi talep ettikleri şahıslara devretmişliğim ve karşılığında bir para almamışlığım da olmuştur.
Haberin DevamıRÜŞVET DAİRELERİ
Beylikdüzü'nde bu süreç bu şekilde devam etti. Beylikdüzü sürecinde tarafıma devredilmiş, benimle alakası olmayan ve Ekrem İmamoğlu'nun rüşvet olarak veya zorla müteahhitlerden aldığı daireleri Cumhuriyet Başsavcılığınıza bildirdim. Bu süreçte birçok müteahhit tarafından dairelerini bana devrettikleri ancak belediyedeki işlerinin hallolmadığı şeklinde tehditlere de maruz kaldım. Uğur Güngör bunlardan bir tanesidir.
Şunu özellikle belirtmek isterim ki; ben daire seçme görüşmelerine gittiğimde rüşvet pazarlıkları çoktan hallolmuş, ne kadarının daire, ne kadarının nakit olacağı kararlaştırılmış oluyordu. Ben de ister istemez Fatih Keleş'in beni gönderdiği müteahhitlere Ekrem İmamoğlu'nun adıyla gidiyordum. Ancak benim tehdit ile veya zorla daire aldığım söz konusu olmamıştır. Ben sadece Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu havuzdaki gayrimenkulleri ve çekleri devralma sürecine dahil oluyordum.
Haberin DevamıİBB DÖNEMİRÜŞVETLERİÇEK VE NAKİT
2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne geçilmesiyle birlikte 2020 yılının sonlarına kadar süreç Beylikdüzü'ndeki gibi devam etti. Ancak burada tarafıma bir daire devri olmayıp, çek, EFT ve elden nakit para şeklinde paralar gelmeye başladı. Bu paraların tamamının Fatih Keleş'in abisi Zafer Keleş ve yeğeni Murat Keleş tarafından getirildiğini biliyorum. 2020 yılının sonlarına doğru benim hakkımda medyada haber çıkması ile ben Ekrem İmamoğlu tarafından ikinci plana atıldım. Bu süreçten sonra Beylikdüzü'nde kurulan sistem benim üzerimden kaldırıldı.

7