Karşımızda iki tetikçi ve benzer provokasyon var.

İlginç bir şekilde, Özgür Özel'e saldıran Selçuk Tengioğlu'nun "Ben Osmanlı çocuğuyum" sözü bana, 19 Ocak 2007'de öldürülen gazeteci Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın 20 Ocak 2007 günü yakalandığı Samsun otogarında FETÖ'cü istihbaratçılar tarafından çekilen Türk bayraklı fotoğrafa benzer provokasyonu hatırlattı.

İlginçlik bununla da sınırlı değil; iki ismi yan yana getiren bir başka isim daha var, Dink cinayeti azmettiricilerinden Yasin Hayal.

İki çocuğunun katili Selçuk Tengioğlu, Hrant Dink cinayetinin azmettiricilerinden Yasin Hayal ile aynı cezaevinde kalmış. Beş yıl önce sokak söyleşileri yapan YouTube kanalı medyali tv'ye konuşan Tengioğlu bunu şöyle anlatmış:

"2004'te İstanbul Bayrampaşa'da Yasin Hayal'le Bayrampaşa'da yatıyordum. Çok değerli insanlar da vardı, onların isimlerini vermeyeceğim. Yasin Hayal'i devlet kullandı. Ben Yasin Hayal'e çok güzel bir kıyak yaptım... Yasin Hayal bana içini döktü, "Selçuk abi" dedi, "Beni derin devlet kullanacak. Kullanılacağımı biliyorum ama isim peşindeyim. Birilerini öldürtecek bana devlet ben de isim yapacağım" dedi. Bu çocuk isim peşindeydi. Ama ne oldu, ismini anmıyorum o adamı öldürdüler, ama derin devletin makamları değişince de çocuk cezaevinde perişan durumda."

MC DONALDS BOMBALAMASI

Yasin Hayal, 2004 yılında Trabzon'da Mc Donald's şubesine bombalı saldırıdan tutuklanmıştı. Hayal o tarihte bombayı Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi, Jandarma İstihbarat ve Trabzon İstihbarat Şubesi mensupları ile ilişki içinde olan Erhan Tuncel ile birlikte yapmıştı. Tuncel o saldırı öncesi ve sonrasında Hayal'ın attığı her adımı istihbaratçılara bildirmişti.

Erhan Tuncel kısa süre sonra "Mehmet Kurt" kod adıyla Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nin kayıtlı Yardımcı İstihbarat Elemanı yapılmıştı. Hayal 13 Eylül 2005 tarihinde cezaevinden çıktıktan sonra gazeteci Hrant Dink cinayetinin planlanmasına giriştiler. Trabzon Emniyeti'nin resmi elemanı Tuncel ile Hayal bir yandan tetikçi, diğer yandan silah arayışına girdiler. Tetikçi olarak ilk buldukları isim Zeynel Abidin Yavuz Kocaeli'ne gidince Yasin Hayal, 2006 yılı Ağustos ayında 17 yaşındaki Ogün Samast'ı buldu. Ona "Emniyet'in istihbaratın arkalarında olduğunu" söyleyerek suikastı nasıl işleyeceğini anlattılar.
Emniyet'in elemanı Erhan Tuncel bir yandan Yasin Hayal ve Ogün Samast'ı yönlendiriyor diğer yandan gelişmeleri Trabzon Emniyeti'ndeki istihbaratçılara rapor ediyordu. Yani Trabzon Emniyeti, planlama aşamasından itibaren Dink'in öldürüleceğine biliyor, cinayete yol veriyordu.

ERGENEKON KUMPASI İÇİN
Amaçları kısa süre sonra başlayacak FETÖ'nün Ergenekon kumpasını başlatmaktı. 2006'da Trabzon'da Rahip Santoro'nun öldürülmesi, Malatya Zirve Yayınevi Hıristiyan din adamlarının katledilmesi son olarak Dink suikastı, Ankara İstihbarat Dairesi merkezli olarak C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in FETÖ'cü istihbaratçıların gözetiminde gerçekleşiyordu.

Ogün Samast, cinayeti işledikten sonra Dink'in cansız bedeni üzerine Türk bayrağı açma talimatı verilmişti. Böylece suikastı "Ulusalcılar, Atatürkçüler, milliyetçiler işledi" algısı oluşturulacaktı.

Türk bayraklı mesaj

Ancak Samast 19 Ocak 2007 günü Şişli'de Dink'i katlettikten sonra paniğe kapıldı ve olay yerinden koşarak kaçtı. Üzerinde taşıdığı bayrak ise bir gün sonra 20 Ocak günü Samsun Otogarı'nda yakalandığında çay ocağında Atatürk'ün sözü yer alan bir posterin önünde FETÖ'cü istihbaratçıların önünde açıldı. Kumpasın algı ayağı da tamamlandı, Dink'i "milliyetçiler, ulusalcılar, Atatürkçüler öldürdü" algısı oluşturuldu. 12 Haziran 2007'de Ergenekon kumpası başlayana kadar o fotoğraf bolca kullanıldı.

Yasin Hayal, 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında, Selçuk Tengioğlu'na Bayrampaşa cezaevinde söylediklerine benzer ifadeler kullandı.