Zor zamanda konuşmak

Haklı olduğunda kavgadan kaçma, bil ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine ise deli derler… Şeyh Edebali'nin oğluna tarihleri aşıp geçen öğütlerinden sadece birisidir bu… Haklı olmak, davasında hakkı, hukuku savunmak… Hakkın hakim kılınmasını sağlayabilmek…

Üstad İsmet Özel'in Zor Zamanda Konuşmak adlı bir kitabı vardı… Zamanın zoru, kolayı olur muymuş demeyin! İşte, böyle bir dönemdeyiz.

Hakkın, hukukun birbirine karıştığı, güç sahibi olmanın "hak sahibi" olmak sanıldığı bir dönem. Kaygıların unutulduğu, her şeyin maddeyle ölçüldüğü, kapitalizmin ruhları esir aldığı, hedonizmin buhur buhur bedenleri kavurduğu bir dönem. "Biz böyle düşünüyoruz… Ya da biz çoğunluğuz… Biz merkeziz"… İyi de neyin merkezisiniz Nasrettin Hoca'ya sormuşlar, "Dünyanın merkezi neresi" Hoca, şöyle bir düşünmüş ve ayağının altını işaret etmiş: "İşte, tam burası"… "İyi de, nerden bileceğiz" demişler… Hoca, taşı gediğine koymuş, "İnanmıyorsanız, ölçün, bakın"

Latifeyi bir kenara bırakalım… Güç sahibi olmak, merkezde olmak demek midir Güç sahibi olmak, her şeyde haklı olmak demek midir Yaptıklarının hepsinin haklı, adaletli olması demek midir Söylemek istediğimiz şu aslında: Öyle bir döneme geldik ki, güç odakları tarafından söylediğiniz her şey yanlış olarak kabul ediliyor. Söylediğiniz haklı şeyler de buhar olup uçuyor… Kaygılarından uzaklaşmış bir toplum…

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, sürekli tüketen, düşünmeyen, zevklerinin esiri olmuş, bencil ve hedonist bir toplum…

Aynı şeyleri tekrarlayan, aynı şeylerden zevk alan, beğenileri aynı, yaşantıları aynı, kılık kıyafeti moda rüzgarıyla savrulan, hiçbir farklılığı olmayan bir toplum. Düşünmeyen, analiz etmeyen, hesap sormayan, algıları böyle bir dünyayı kurgulamak için vargücüyle çalışan toplum mühendislerinin frekanslarına ayarlı bir toplum.

Böyle bir toplum oluşturmak için çabalayanlar, medya manivelasıyla bu işi büyük ölçüde becerdiler. İstikrarmış, demokrasiymiş… Bütün bunların palavra olduğunu en az bizim kadar, bu toplumu belli bir yöne kanalize etmek için çalışan toplum mühendisleri ve onların savurduğu siyaset mahfillerinin ağa babaları da biliyor.

Dikkat ediyor musunuz Türkiye gündeminde hep aynı konular dönüp dolaşıyor. Cumhuriyet Halk Partisi, yolsuzluk soruşturmaları dolayısıyla tutuklanıp hapse atılan Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasıyla ilgili gündemi milletin diline sakız etmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da arkasına aldığı merkez ve yandaş medya ile Cumhuriyet Halk Partisi'ne ayar vermeye çalışıyor.