Her zaman ifade ettiğim gibi, medyanın durumu, Köroğlu'nun, "Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu" sözüyle izah edilebilir bir hal arz ediyor. Ne kadar çok televizyon kanalı ortaya çıktıysa, ahlak ve maneviyatımız perişan edildi, sosyolojik yapımızda deformasyonlar meydana geldi, insanlarımızın yaşam biçimlerine ekranlardan müdahale edilir oldu
Sosyal yapımızdaki deformasyon, özellikle "reyting odaklı" anlayış ile iyice içinden çıkılmaz bir boyuta taşındı. Nerede, çok seyredilen bir televizyon programı varsa, anında diğer kanallarda aynısı sökün etti. Mantığın yanlışlığı buradan itibaren başladı. Kanallar, programın formatının sosyal yapımıza neler getirdiğini, neler götürdüğünü değil, tamamen getireceği reyting ve rantı düşünerek hareket ettiler. Mesela, geçtiğimiz dönemlerde toplumumuza hiçbir kazandırmayacak bir Pop Star yarışması vardı. Bir yarışmayla şöhret olup, daha sonra adı sanı unutulan, jüri üyelerinin kendisini yerden yere vurduğu bu yarışmacılar kim bilir şimdi nerelededir Ne sağladı, bu program yarışmacılara Hiçbir şey… Yarışmacılar değil, jüri kazandı… Mesela, toplumsal yapımızı dinamitleyen, en kutsal yapımız olan aile kavramını yerle yeksan eden bir izdivaç saçmalığı çıktı… Ne kazandırdı "Alooo… Ben ekrandaki vatandaşı beğendim, evlenmek istiyorum. Param var, emekliyim. Yatım, katım, arabam var…" Bu kepaze program da ekranlarda reyting devşirerek, Türk program tarihinde en saçma prodüksiyon olarak tarihin kara sayfalarında yerini aldı.
Kadın programları var, hala devam eden… Muhakkak, bir arızalı tipi çıkarıyorlar ekrana… Aile yapısı karmakarışık bu tipler, yaşadıkları çarpık ilişkileri, başlarına gelen türlü alavere ve dalavereleri ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Ekrandan izlerken yüzümüzün kızaracağı mahrem konular, havalarda uçuşuyor. Nedir bu programların amacı Ekrana çıkardığı tiplerin, mahrem konularını kurcalayarak, onlara bir fayda sağlamak mı Nedir
Dizilere bakıyorsunuz… Ahlakı, namusu, iffeti değil, şehveti başrole koyan bir anlayış… Su gibi içki içilen, en basit bir akşam yemeğinde bile, hiç gereği yokken, "Getir hanım, benim içkimi" diyen sözde iyi huylu aile babalarıyla, insanlara alışkanlıklar aşılanmaya çalışılmıyor mu
Bu mudur, Türk aile yapısı Yeri geldiğinde, ana haber bültenlerinde, "İçki bir aileyi mahvetti. İçti, içti, yola çıktı, trafik canavarı kesildi" diye haber yapmaktan utanmayanlar, ekranlara getirdikleri içki sahneleriyle, Türk aile yapısına nasıl bir mesaj vermeye çalışıyorlar Diğer yandan, bir kördöğüşü, bitmek bilmeyen tartışmalar ve polemikler… Ana haber bültenlerini açıyorsunuz, siyasetçilerin kayıkçı kavgalarından, izlerken gına gelecek konular havalarda saçılıyor. Sürekli içimiz kararıyor… Sürekli canımız sıkılıyor… Merkez medya olarak kendisini konumlandıran televizyon kanallarında, gazetelerde Türkiye'de yaşanan ekonomik krizden, emeklinin, asgari ücretlinin durumundan, yüksek enflasyondan bahsedilmiyor. Varsa yoksa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP'ye yönelik salvoları, CHP lideri Özgür Özel'le girdikleri polemikler. Türkiye'nin ekonomisini idare edenler, ekonomimizi güllük gülistanlık göstermek için çabalarken, yandaş medya da onları arkalayarak ülkenin aya uzaya çıktığını, Avrupa ülkelerinin bile bizleri kıskandığı mavallarını, martavallarını anlatıyor. Vatandaşlarımız evlerine bir ekmek götüremezken, insanlarımızın tencerelerinde aş yerine dert kaynarken, gelir adaletsizliği artarken, çarşı pazar yanarken, masallarla uyutulan, ekranlardan ve gazetelerden afyonlanan bir toplum haline geldik.