Milli Görüş kervanı yürürken taşladıklarımıza bir örnek

SÖYLEYENİ BİLİRSEN, SÖYLENTİSİ İNCİTMEZ!

Tanıma, tanışma ve sosyalleşme alanımız ve kültür ocağımız da diyeceğim sığınağımız bir yurtta tanık olduklarımdan iki anektodu da aktaracağım bu haftanın mizah konuları arasında.

İbn-ül Emin Mahmut kemal İnal Vakfı'nın Vefa'daki yurdunun sohbet odasında tanışmıştım, sonraları basın sahasında ünlenecek merhum Karahasanoğlu'yla.

1973 seçimlerine hazırlanan Milli Selamet Partisi'nin lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı taklit ederek, solcu basının ayınları çatlatarak diye tanımladığı bir ses tonuyla, aklında kalanları aktarmaya çalışan o merhumu yolladıktan sonra, sohbet odası müdavimi arkadaşlarımda oluşan kanaati partiden bir makam istiyor, cümlesiyle özetleyebilirim. (Filit dergisindeki maceramızı da ''Siyaset Mahallesinden/Onlar da Çocuktu'' kitabımıza yazdık.)

Refahyol iktidarının Cuma günlerinde Beyazıd Camii etrafını kelime-i tevhid yazılı bayraklarla miting alanına çeviren malum gazetesinin bugünkü icraatlarından birinin yansımalarına geçmek için yazdık bu girişi. Zaman değişmiş, Karahasanoğlu'lar da değişmiş; isim olarak.

"Bir gazeteci, TV ekranlarında gülerek şunu söyledi: İsrail demiş ki, ' Hamas terör örgütüdür' diyen CHP listesinden milletvekili olan Necmettin Çalışkan'ı, Mehmet Atmaca'yı ve Sema Silkin Ün'ü, herhalde 'Bizim kafadan insanlar' diyerek serbest bırakmış, diye gülerek alay edebiliyor…"

Yazarımız Şaban Turhal'ın 14 Ekim 2025 tarihli ve "Bir cümle, bir kahkaha, bir utanç: Gazze için değil, patronu için konuşanlar!" başlıklı yazısında isim vermeden anlattığı ve "Sadece insafsızlık değil, aynı zamanda insanlığın çöküşüdür" tespitiyle paylaştığı, işgalci ve katil devlet sempatizanlarının zekalarına özenilerek üretilmiş ve işkence acılığı yüklenmiş bu kelimeler topluluğuna, ben mizah değil, iftira derim, karanlıkta kara çalma derim; Şaban Turhal arkadaşımızın aksine.

Burak Kıllıoğlu'na sordum: Kim bu diye Millî Gazete sitemizden Ali Sertkılıç'ın hazırladığı haber-yorumu gönderdi. Oradan okudum ve seyrettim söz konusu şahsın, yukarıya da aldığımız kara kelimelerini.

Ali Sertkılıç'ın, Millî Gazete'nin her haberine sallayan o şahsın takipte olmadığını anlatan cümlesi ise daha bir sevindirdi:

"Nereden biliyorsunuz derseniz, televizyonlarda ya da yazılı medyada 'Millî Gazete' geçen her söz ajanslar tarafından bizlere ulaştırılıyor."

Gelelim şimdi "Kim kimdir" notunu yazdığımız ve gazetesi 5'li gruba dahil edilmeyen sonraki Karahasanoğlu'nun ağzından dökülen o cümleye.

"İsrail demiş ki"

İsrail'in ne demişliğini bilecek kadar oraya yakın olmanın itirafı değilse, hangi kategoriye sokulur bu başlangıç.

"HAMAS terör örgütüdür diyen CHP,"

CHP, o kadar takiplerinde ki, HAMAS hakkındaki bu cümlelerini bulmuşlar ve kullanıyorlar.

CHP, HAMAS hakkında böyle yüz cümle kursa ne olur Uluslararası "HAMAS silah bıraksın, dağıtılsın" anlaşmalarına imzaya çağırılmaz!

Kılıçdaroğlu da seccadeye basmıştı, değil mi

"CHP listesinden milletvekili olan Necmettin Çalışkan'ı, Mehmet Atmaca'yı ve Sema Silkin Ün'ü…"

Muhalif partilerin CHP ile seçim ittifakı yapması ve Meclis'te temsil edilmesi, yandaşlık yarışına dahi alınmamış bir gazete elemanını niçin rahatsız eder Üstelik Necmettin Çalışkan ve Mehmet Atmaca, startlarını mukallitliğinde aldıkları Milli Görüş'ün mücadele insanlarıdır.

CHP'nin AKP'ye yer ve yol açması, AKP listesinden milletvekili ve bakan olan CHP'liler ve dahi merhum Baykal'ın liderlerini Meclis'e taşımasını başlarına taç edenlerin, tek bir sıkıntıları vardır: Saadet Partisi'nin, muhalefetini Meclis kürsüsünde şehit verecek ölçüde göstermesidir.

"Herhalde 'Bizim kafadan insanlar' diyerek serbest bırakmış."

Söz konusu şahsın kınadığı duruma bakar mısınız Özgürlük Filosuyla Gazze'ye giden milletvekillerimizin bırakılması… Olacak şey değil ama, şaşkınlığının başındaki "Herhalde" ihtimal kelimesi, elemanın nereye daha yakın olduğunun bir göstergesidir.

"Bizim kafadan insanlar" olmasalardı, acaba ne olurdu Katil İsrail ne yapabilirdi Bu soruların cevabı şahsında gizli kalmış.

Millet Meclisi'nde "İsrail'e petrol satayruk, bir dolar yirmi yedi sent kazanayruk" diyenlerin kimin kafasından olduğunu saklamaya bu iftiraların yetmeyeceğini, "Serbest bırakmış'' ifadesiyle pişmanlık yansıtan gazete elemanı da bilir; fakat yine de yazar. Çaresiz kalmışlardır, naçar kalmışlardır. Gideceğiz dedikleri Gazze'de hiç yoklar, olmadılar!

KORKMA! SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK;