Barış, refah, adalet hâlâ yoksaindirmenin vakti gelmiş demektir

Bülent Arınç'ın Manisa'da, Sayın Erdoğan'ın özel davetlisi olarak yaptığı, kendi tanımıyla "İki dakikalık" konuşmasının yankıları sürerken, biz savunma namesini bekledik; maksadımız, itiraflarını kayıtlara geçirtmekti. Açıklamalarına en başından dalıyoruz şimdi. "Manisa'da düzenlenen mitinge Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte katılmam ve orada yaptığım konuşma üzerine AKP teşkilatlarından ve beni AK Partili bilen, tanıyan birçok isimden tebrik mesajları aldım." Sayın Arınç'ın "Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte katılmam" vurgusu paraleldir, sosyal medya hesabından, İsviçre malı ve Erdoğan imzalı kol saati görüntüsü paylaşan futbolcu çocuk tavrına. "Tebrik mesajları aldım" iddiası da Avrupalı mevkidaşları 10'luk enflasyonlarda pencerelerden bakarken, sokaklarda dolaşması tanıksız Sayın Nebati'nin övünmesine paraleldir. pushfn('ads'); " AK Parti'nin benim evim olduğunu geçmişten bu güne ısrarla söyledim." Tekrarlamaktan bıkmadığı bu cümlesiymiş Sayın Arınç'ın. Onca ısrara rağmen hâlâ inanmayanlar var demek ki. AKP evin idiyse, önce bulunduğun partiler neyin idi Sorusu düşer normal şartlarda altında insanlarına aklına. Fazilet Partisi'nin kapatılması için oy kullanmış Sayın Arınç, kendisine duyulan güven eksikliğinin sebebini geçmişinde bulabilir. "Sayın Cumhurbaşkanı arayarak mitingine katılmamı arzu ettiklerini ifade ettiler." Hikaye yazmıyorsa, yani halkın edebiyat yapmak dediği gösteride değilse eline kalem alan bir insan, bu cümleyi şu basitlikte kurabilirdi: Sayın Cumhurbaşkanı davet etti. Ama olmaz! Bir ulakla yahut birine telefon ettirerek o da gelsin ha demiş, şeklinde anlaşılırsa... Şanı nice olur. Aranmak var, arzulanmak var, göresi gelinen olmak var, rica var, aracısız bizzat davet ifadesi var. Sayın Arınç, sümüğüne gözyaşlarını kattığını da süslü kelimelerle değerlendirmiş, ifadelendirmiş bir eski politikacıdır. Unutmadık! pushfn('ads'); "Ben de bu davete diğer tüm davetlere olduğu gibi icabet ettim." İnsanların bilinçaltına oynandığında üç kelimelik "Davete icabet ettim" cümlesinin böyle tırnak içi izahlı yazılması bir kaidedir. Çünkü "Etmeyebilirdim" ihtimalini düşünmemeli insanlar. Ayrıca, hem çok davet alan oluyorsun, hem davet ettiniz de gelmedik mi diye azarlıyorsun. "Bu durum Manisa teşkilatında büyük sevinç yarattı." AKP'nin 20. yılında bir Ege ilinin teşkilatındaki bu hallerin sevinç sayılması ve abartılması, Sayın Arınç'ın etkin olduğuna kendini inandırma çabasından olmalı. Zira meydanların dili aksini söylemekte. "Sayın Cumhurbaşkanı'na ve onun hükümetine destek olun" demesinden, birilerinin rahatsız olmasını da anlamayan Sayın Arınç "Neden" diye soruyor. Destek olması istenenlerin, yirmi yıldır bir sebep bulamamakla resmen ve alenen suçlanmalarından olabilir mi bu sıkıntı. Önce desteksiz sayacaksın, sonra da ne yapmaları gerektiğini, Sayın Erdoğan'ın millet parklarında yuvarlanma emrine uyduracaksın. Nasreddin Hoca'mızın "Neden keçi boynuzu yemiyorsun" diyenlere, "Bir gramlık tat için bir çuval odunu çiğneyemem" demesine inat, o bir gramlık tadı bulamasak da, Sayın Arınç'ı bu kadar yazdıktan sonra, son cümlesini de dikkatlere sunup, "Çekildik izzet-ü ikbal ile" diyor ve bitiriyoruz. "Milletimiz tarafından özlemi çekilen toplumsal barışın, refahın ve adaletin (ancak bu şekilde) tesis edileceğine inanıyorum." Barış, refah ve adaletin olmadığını, 20 yıldır iktidardaki AKP'nin evinden işte böyle itiraf ediyor Sayın Arınç. Tesis edileceğine inanması ise, paranteze aldığımız şartına bağlı imiş. Yaptıkları değil ispat aracı, bugün uydurup söyledikleriymiş. Sayın Arınç ha kendini anlatmış olsun, ha evim dediği AKP'Yİ. ELİ İŞTE, GÖNLÜ OYNAŞTA BÖYLE Mİ OLUR NİZAMATÇI(Soylu'nun "FETÖ övgüleri" şahsi internet sitesinden çıktı.) Millî Gazete'mizin 25 Ağustos 2022 tarihli sitesindeki bu haberin anonsudur bu. "Halk TV yayınında konuşan gazeteci Barış Terkoğlu, Soylu'nun, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğu 23 Kasım 2013 günü, Kütahya Ak Parti Siyaset Akademisi'ndeki konuşmasının şahsi internet sitesinde ulaşılabilir durumda olduğunu belirtti.'' pushfn('ads'); Ne diyormuş oradaki önemli nutkunda Sayın Soylu "Hükümetle cemaat arasında bir çatışma alanı ortaya konuluyor ise, bu da yanlış olur. Buradan bir kavga çıkarmayalım, birbirimizi üzmeyelim, incitmeyelim. Hele sosyal medyadaki rezillikleri görünce iğreniyorum. Bir taraftan sabahtan akşama kadar Sayın Başbakana, diğer yandan gönlümüze sevgisi kapsamış (kaplanmış) hoca efendiye hakaretler bizi üzmektedir." (Devamı var.) 25 Kasım 2013 nere, 25 Ağustos 2022 nere Arada 15 Temmuz 2016 var! "Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat, Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde." AKP hükümetinin tüm zamanlarında en çok yazılan, tekrar edilen Ziya Paşa beyti budur. AKP benim evimdir diyen siyasetçiler gibi düşünmesek de Sayın Soylu'yu, çünkü transfer edilenlerdendir; haberde geçen "Şahsi internet sitesi"ni, Ziya Paşa'nın beytinde geçen "Hanelerinde" şeklinde anlamamızda mahzur yoktur. Lakin buradan şu noktaya varmak istemiyoruz. Sayın Soylu, beyitte ifade edildiği gibi İçişleri Bakanı olarak ülkeye nizamat verirken, hanesindesitesinde ihmalcilik, kayıtsızlık yapmıştır. Hayır! Gövdesini, vücudunu AKP'li yaparken, günlünü de "Hoca efendi" sevgisiyle kapsatan Sayın Soylu'nun beklentisi veya ısrarı değil bizim üzerinde durmak istediğimiz