Yıkıntı!

Enkaz, döküntü, hasar, harap, yıkıntı; hangisini seçerseniz, seçin. Bugün ülkemizin yaşadığı ekonomik tabloyu tek kelimeyle anlatmış olursunuz.

Yıkıntı diyelim.

Sabit gelirliler.

Maaşlılar.

Ücretliler.

Emekliler.

Çalışan ve çalışırken yoksullaşan bu kesimler, 22 yılda yaratılmış yıkıntının kaldırılabilmesi için IMF programlarının aynısı "kemer sıkmaya" zorlandılar. Onlar kemer sıkarken yıkıntının ayaklandığını dile getiren ise "kendisine yıkıntıyı kaldıracak diye umut bağlanan" kişi oldu.

Yıkıntı kaldırıcı.

Valileri topladı.

Uyanın valiler.

Durum kötü.

İç denge

(bütçe dengesi)

Feci açık veriyor.

Dış denge

(döviz dengesi)

O da feci.

Kapanmıyor.

Valilere, "bu harcadığınız paralar babanızın parası değil, milletin parası" dedi. Ve iktidar partisi ile Cumhurbaşkanı'nın her seçimde oy alabilmek için bütçeye koyduğu "sosyal yardımların 500 milyar lira sınırına gelip dayandığını" anlattı. Gerçekte yoksul ve muhtaç olmadığı halde devletten yardım alanların milyonu geçtiğini de valilere söyledi.

Valiler de bu sözleri söyleyen enkaz kaldırıcı Mehmet Şimşek'e ışığı olmayan donuk gözlerle baktılar.

Bu valiler!

Bir konuşsalar.

Gerçeği anlatsalar.

Valiler, iktidar partisinin il başkanları ile birlikte çalışmaya teşvik edildiler ve parti valisi oldular. İşi var, evi var, bankada parası, köyünde tarlası, bahçesi, harcamalarına yetecek geliri, kendine bakacak oğlu, kızı da var ama "yoksulum-muhtacım, sahipsizim" diye devletten yardım alan avantacı vatandaşı valiler biliyor, tanıyorlar ama dur diyemezler. Dedikleri anda iktidar partisinin il başkanını karşısında bulur ve aynı gün valilikten sürülürler.

Valiler!

Kanun bilirler.

Kanun ezberlerler.

Çok pahalı lüks makam araçlarını "Taşıt Kanunu'nun 4. Maddesi'ne" dayanarak Ankara'daki parti devleti veriyor. Valiler, Parti Başkanı Ankara'da 22 yıldır neye biniyor diye baktılar.

Gözleri var.

Gördüler.

Valiler de alışır!

Lükse bayıldılar.

Parti valisi oldular.

Valiler!

Okumuş insanlar.

Denge bilirler.

Bugün iç dengenin ve dış dengenin feci şekilde bozularak yarattığı ekonomik, siyasi, toplumsal yıkıntıyı; parti devletinin, otoriter, israfçı, savurgan, dış bağımlılığı en yükseğe çıkaran, zarar üreten, kara delik yaratan, çok pahalıya ve dış borçla "gösteriş yatırımları" yapan ve bu yolla da tıpkı Osmanlı döneminin kapitülasyon anlaşmaları gibi Türkiye'nin sırtından yabancı şirketlere gelir transfer eden anlaşmaların sonucu olduğunu valiler, görür, bilir, izler oldular.

Örneklere baktılar!

Ankara- İzmir tren Hattı.

Pazarlık usulüyle verildi.

2.163 milyar Euro.

Mersin- Adana- Osmaniye- Gaziantep Hızlı Tren hattı:

Pazarlık usulüyle verildi.

6.749 milyar TL.

Yerköy-Kayseri Tren Hattı:

Pazarlık usulüyle verildi.