Yeni satış: Cennet vatan!

YENI seçim ortamına girdik. Eski yalanlar yeniden cilalanıyor. Vaatler veriliyor. Hile ise hile. Şike ise şike. Kör tuttuğuna gidiyor. Ardamarlar çatlamıştı, iyice yarıldı. Gündem değiştiriliyor. Proje araklamalar. Rol çalmalar. Dön baba dön aynı noktadayız:

Vatan yok.

Çiftlik var.

Halk yok.

Ümmet var.

Kanun yok.

Keyif var.

Maaş gelirleri, artarken eridi. Geçim zordu, daha zora girdi. Ülkemizdeki derin yapışkan krizi yaratıp büyütenler, krizden çıkabilmenin yükünü işçi- memur- emekli- işsiz-öğrenci- küçük esnaf-küçük çiftçinin sırtına iyice yükledi. İktidar halkın çoğunluğunu, örgütsüz ve çaresiz yakaladı. Vur abalıya yapıyor.

Kemerler sıkılıyordu.

5 delik daha açıldı.

Yine de yetmedi.

Zamlar durmuyor. Yeni yıla girdik, bugün 29 gün geçti. 700 ürüne zam geldi.

Dolar yükseliyor.

Faizler artmakta.

Rezerv kaybına devam. Sıcak para girişi umulduğu gibi hızlı olmadı, damlaya damlaya geliyor. Maliye Bakanı, "ihracatın artması için kurun önemi yok" diklenişi yaptı. Türk ihracatçısı döviz kuru üzerinden rekabet devşiren olmaktan çıkıp "orta yüksek ve ileri teknoloji ürünü" satan olmuştur demeye getirdi, ama ihracatçı birlikleri sözcüleri; "bugünkü döviz kurları ile biz dış pazardaki alıcıya fiyat veremez olduk" diye yakınmaktalar.

İşsizlik patladı.

Büyüme hormonlu.

İstihdam yaratmıyor.

Merkez Bankası'nın güvenirliği yalama oldu. Kimse onun yılsonu dolar tahminine, faiz tahminine, enflasyon tahminine inanmıyor. TUİK da yalancı.

Ona da kimse kanmıyor. Cumhurbaşkanı da dün beyaz dediğine bugün siyah diyor.

Yalanlar kanıksandı.

Krizin atlatılması için halkın satın aldığı ürünler üzerine bindirilen çok ağır vergi yüküne rağmen bütçe açığı kapanmıyor.

Dün ak dediğine bugün kara demenin topluma maliyeti çok yüksek olacak.

Asıl acı reçete.

Seçimler bitince.

Nisan da.

Çünkü devlet ve hantallaşan kurumları partizan kadrolarla korkunç büyüdü ve tüm devlet yapısı israfta Cumhurbaşkanı sarayını örnek alır oldu. KİT'lerin yönetim kurulları iktidar partisi AKP'nin eski milletvekilleri ve onların hısım- akrabaları tarafından "üç maaşlı-beş maaşlı- yedi maaşlı koltuklara" dolduruldu. Bunun yarattığı verimsizlik batağının yükünü seçim sonrası halka yeniden yükleyecekler.

İktidar ittifakı partilerin yaslandığı; yerlilik-millilik görüntüsü vatan sevgisini de tekel malı yaptı. Kime kızıyorlarsa "vatan haini" çamuru sıvamayı sürdürüyorlar. Bu ne yaman çelişkidir ki aynı anda vatanı satılığa çıkardılar.

İzmir'den...

Muğla'ya!

Antalya'dan...

Mersin'e!

İstanbul'dan...

Çatalca'ya!

Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanı imzası ile yayımlanan karar ile cennet vatanın en değerli arazileri özelleştirme yoluyla satışa hazırlandı.