Ankarada kumpas salatası!

Yeni bir Ferdi Tayfur şarkısı için "mağdur görünme" malzemesi mi hazırlanıyor Ben kalbimi ve ruhumu sana verenim. Ben karşılıksız sevenim. Sen ihanet edensin, vesayetçisin, komplocusun, ittifakımızı, parti başkanlarımızı devirmek isteyen darbecisin.

Kim darbeci
Kuklalar oynatılıyor.
Fakat kuklacı kim

Şu hale bakın: Türkiye'yi çeteler, mafyalar, talancılar, vuranı belli fakat vurduranı gizlenen cinayetler ülkesi haline getirdikten sonra seçim öncesi; "mafyanın- çetenin- vurduranın- talan yaptıranın üzerine gidip temizlik yapacak"yeni bir içişleri bakanı bulunduğunu ilan ettiler. Son bir yılda 384 organize suç çetesinin çökertilmesi için 1069 operasyon yapıldı. Çeteler, mafyalar kıskıvrak yakalanıp TV ekranlarından halka "temizlik başladı" izlenimi yaratıldı.

Bugüne geldik:
Ben sevenim.
Kalbimi verenim.
O komplocu.
Hem de kuklacı.
Vesayetçi, darbeci.
Bize operasyon çekiliyor.

Kim operasyon çekiyor Dışarıda size operasyon çeken bir kuklacı varsa onun içerideki yani partilerinizdeki ortakları ve uzantıları mutlaka olmuştur. Sizin partileriniz darbeci, komplocu, vesayetçi, talancı üretir hale gelip, siyasi cinayet işleten partiler olmuşsa; tek çare cinayeti işleyen partiyi yargılamaktır.

Yargıdan elinizi çekmek.
Bağımsız yargıya dönmek.

Sonra da ülkeyi talan etmek üzerine kurulmuş siyasi anlayıştan vazgeçip, cinayeti işleyen ya da cinayete alt yapı hazırlayan partileri yargılamak üzere bağımsız yargıçlara, savcılara teslim olmak.

Çözüm bu!

Dünyada bağımsız yargıya başvurup sonuç alan çok örnek var. Örneklerden birisi de komşu Yunanistan'da 12 yıl önce yaşandı. Yunanistan'da "cinayet işleyen bir parti" vardı. Üstünü örtmediler. Seyretmediler. Susmadılar. Mahkemeye çıkardılar. Kurucu Genel Başkanı, yardımcısı ve 6 parti üyesini yargıladılar.

Hapse koydular.
Aşırı sağcı partiydi.

Bu partinin adı;"Altın Şafak"konulmuştu. Yunanistan'da 2012 seçimlerinde yüzde 7 oy oranı tutturabilmişti. 300 milletvekilli Yunan Parlamentosu'nda 21 sandalye kazanmıştı. Altın Şafak milletvekilleri, parti sözcüleri, genel başkanları kendilerini milliyetçi olarak tanımlıyorlar ve kendilerinden olmayanlara karşı "ağır bir nefret dili" kullanmaktan çekinmiyorlardı.

Adam dövüyor. Kemik kırıyor. Çene dağıtıyor. Korku yayıyorlardı. Polis içinde bağlantıları olduğu için gizli bir koruma şemsiyesi ile saldırganlıklarını siyasetlerine koltuk değneği yapıyorlardı. Altın Şafak Partisi'nin lideri Nikos Mihaloliakos, "İstanbul'u geri alacaklarını"sık sık söyleyip "Türklüğe küfür etmeyi ve Türklere karşı nefret yüklü slogan"