Yankesici ayılar ve tilkiler!

İzin bitti, döndüm. İki hafta rüzgar oldu ne çabuk da geçti; bir haftasını İstanbul'da sinema, sergi, belgesel gösterimi izleyerek harcadım. Ferhan Şensoy belgeseli; hem gözümüzün gördüğü ve hem de zihnimizin önemli bulduğu her şeyden oyun, şiir, şarkı sözü, mizah yazısı çıkartabilen bir tiyatro adamının direncini, öfkesini, cesaretini anlatıyordu.

★★★

Tatilin ikinci haftasını da 2 iç Anadolu kentinin köylerine birer ikişer gün uğrayarak geçirdim. Orta Anadolu kentleri, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya kadar hızlı olmasa da göç alıp büyümeye devam ediyor, köyleri ise gençlerini sürekli göç verip küçülüp büzülüyor.

★★★

Köyler yaşlıların olmuş.

Aslında bu çağda "Yaşlı demeye" de dilim varmıyor; 45-50-55-60 yaşlarında; tarlaları ekmiyorlar, bahçeleri, bostanları büyütmüyorlar. Toprakları boş tutuyor, zaten alıcısı da yok satmıyorlar. Topraktan öğrenen, kitapsız bilen insanlar.

★★★

İçlerinden bir buz kırıcı, yol gösterici, model yaratıcı da çıkartamıyorlar. "Tarlalar yine bizim fakat model hepimizin" diyen biri çıkıp da; "Birleştirelim toprakları. 20-30 ailenin toprağını tek bir verimli, akıllı, gelir getiren, kazançlı işletmeye dönüştürelim" demiyorlar, diyemiyorlar.

★★★

Bu modelle; sürme, ekme, gübreleme, sulama, ilaçlama, biçme, toplama, paketleme, pazara ulaştırma masraflarını da birim başına en aza çekelim ve ürünümüzü tarlada ucuza kapatma girişimlerinin önünü birlik olup birlikte keselim.

Biz ekip, biçtirelim.

Biz hasat ettirip.

Alıcıya ulaştıralım.

Bu düşünce yok.

★★★

"Don geldi vurdu" diye anlatmaya başlıyorlar. Bu yıl Sarıkamış' dan başlayıp Sakarya'ya kadar bütün Orta Anadolu'nun kent, kasaba, köylerinde don elma, armut, vişne, kiraz, kaysı, erik, ayva, nar, üzüm ne varsa dondu. Köylerde sadece don sonrası ekilen fasulye, mısır, patates, domates, salatalık, yaprağından turşu kurarken kullanmak için pancar yetişti.

Fakat bu ayılar!

Domuzlar.

Fakat bu tilkiler!

★★★

Ayılar, gece el ayak çekilince gelip fasulyeyi varsa sırığıyla yana yatırıp, tek tek yapraklarını yiyorlar. Seçkinci ayılar. Fasulyenin "Danesini" yemiyorlar sadece yapraklarını yiyorlar. Domuzlar da seçici, onlar da gelip süt halinde mısırları koçanlarından koparıp püskülü ile yiyorlar. Köyde bir de tavuklar var işte; onları da tilkiler gece gelip aç karınlarına katık ediyorlar.

Köylüler isim bulmuş!

"Yankesici" dediler.

★★★

"Siz, ayılara, domuzlar ile tilkilere yankesici yakıştırmasını nereden akıl ettiniz"diye sordum.

TV'den duyduk dediler.

Şehir yankesicisi varmış!

Bizim ayılardan beter.

Domuzdan daha domuz!

Adalet saraylarını ele geçirmiş, hakimi, savcıyı, polisi, kanunu kullanarak karşı partinin üyelerini, hem korkutup hem yemleyerek aslında çalıp çalıp götürerek rozet takıyor.

★★★

Biz şanslıyız dediler.