Ver elini süreci!

"Merhaba" bir selamlaşma sözüdür ancak çok hoş bir anlamı var; "geniş ve ferah bir yere geldiniz" demek. Ayrıca "merhaba" diyen bir insan karşısındakine; "ben senin dostunum, benden sana hiçbir zarar gelmez" güvenini de vermiş olur.

Ne kadar güzel!

Çok insanca!

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Meclis'in açıldığı gün DEM Partililerin sırasına gitti; "merhaba" dedi, el uzattı. Sonra da; "uzattığım el; 'Gelin Türkiye partisi olun' gelin teröre cephe alın; aşımızı beraber taşıralım (yani yemeği birlikte pişirelim) işimizi birlikte artıralım, huzur ve güvenliğimizi el ele çoğaltalım, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeryüzü cenneti olmasını sağlayalım" dedi.

Bunları söyleyen Bahçeli!

"Kökünü kazırız" diyordu.

Demek ki, değişim oldu.

DEM Partililer de; "Biz zaten Türkiye partisiyiz... Bizden de size merhaba ama pratik adımlar atın da görelim..." dediler. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Önce yol temizliğinin yapılması gerekir, sağlıklı bir politik program ortaya konmalı" diye karşı teklif getirdi.

Sen at bir adım.

Ben atayım adım.

Gazeteciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "adım var mı... adım..." diye sordular. O da yanında bekleyen A Haber muhabiri Rüya Akkuş'a "Rüya ne diyorsun bu soruya" dedi ve "atılacak adımı" merak parantezinde bıraktı. Gazeteci Rüya Akkuş, cevabı hazırlayıp gelmişti!

"Önce ılımlı iklim!" dedi.

Tayyip Erdoğan, DEM Partililer ve ona oy veren vatandaşların gözünde güven kaybetmişti. Bu yüzden "el uzatıp 'Merhaba' demenin" Bahçeli'den olmasını uygun gördü. Asıl amaç; "DEM Parti'yi muhalefet cephesinden koparıp yeniden iktidar saflarına almak. Böylece Meclis'te Anayasayı değiştirecek güce ulaşmak. Geçim sıkıntısı içinde kıvranan halkı oyalamak, zaman kazanmak" diye yazanlar, konuşanlar; "plandır- tuzaktır- gündem değiştirmektir" diyenler oldu.

Haklılar mı

Yakında anlarız.

PKK'nın varlığı ve stratejik hedefi Türkiye'nin en büyük sorunu. PKK'nın ve onun arkasında durarak Orta Doğu'nun haritalarını değiştirmek isteyen büyük devletler; İngiltere, Fransa, ABD ve diğerleri; Türkiye'nin kaynaklarının büyük bölümünü terörün bitirilmesine, silahlanmaya, sınır güvenliğine, komşu ülke topraklarında asker bulundurmaya harcamaya zorladılar.

Çözüm olursa!

Ya da; "Türkçenin altında ve birliğin bütünlüğün şemsiyesi içinde toplanarak sorun yönetilirse" ülke büyür, laiklik, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, insan hakları, ileri demokrasi, ortak vatan, fırsat eşitliği, liyakat gibi yüksek değerler etrafında Türkiye, cennetten öte bir cennet olur.

PKK:

Bağımsız devlet istedi.

Terör yarattı.

Emperyalist destek gördü.

Bu destek sayesinde var.