Ustamız Zincirkıran hayata gözlerini yumdu!

Ondan duyduğum ilk öğüt; "Biz gazeteciyiz, ötekinin berikinin ne kalıbına söveriz, ne kıyafetine laf ederiz" olmuştu. Sonra da sırası geldikçe "5 kusuru" anlatırdı.

Bıkmaz, usanmaz.

"5 hatayı unutma"

Diye hep uyarırdı.

★★★

Ustamız Necati Zincirkıran 96 yaşındaydı, önceki gün hayata gözlerini yumdu. Kendisi; "Kalemini kır, fakat sakın satma" diyen Sedat Simavi'nin çırağı olmuş, onun yanında muhabirliğe başlamıştı. Sedat Simavi ise ilk Türk gazeteci İbrahim Şinasi'nin (1826-1871) çizgisini izlemiş biriydi. Necati Zincirkıran, Sedat Simavi öldükten sonra Haldun Simavi ile Hürriyet ve Günaydın'ı "Milyon okuru olan gazeteler" başarısına taşımıştı.

★★★

Sedat Simavi ile Haldun Simavi'den öğrendiklerini, bize aktarıp anlatırken; "Bir gazete muhabiri, bir gazete yazarı ve hatta bir gazete patronu için 5 ölüm vardır" öğüdünü sürekli tekrarlardı. Gazeteci yazılarında asla "Kendinden" bahsetmeyecek, kendini anlatmayacak, "Ben... ben... ben..." demeyecektir. Okur gazeteciyi değil "Bilinmeyeni-gizleneni" merak eder. Haber gizlenendir.

★★★

Gazeteci, yazılarında hiç kimsenin ve hatta okurun bile asla "Dalkavukluğunu-yağcılığını-yandaşlığını" yapmayacaktır. Gazeteci okurunun görüşüne saygılı olur fakat onun hep bir adım önünde gider.

★★★

Gazeteci yazılarını çok temiz, çok düzgün ve herkesin anlayacağı, kavrayacağı, sindireceği bir Türkçe ile özenle, emekle yazmalıdır. Yazılarına okurun kalbine dokunan bir üslup katabilir ama asla anlaşılamayan bir cümle kuramaz. Okurun anlamadığı yazı, gazetecinin ölümüdür.

★★★

Gazeteci, bilineni, daha önce duyulmuş olanı yazarsa "Tekrara düşmüş" sayılır. Gazetecilikte "Bilineni yazmak" ölümü seçmektir. Okur, duyulmayanı, yazılmayanı okumak ister. Gazeteci kalemini, "Asla kimseyi vurmak için ve asla kimseyi savunmak için" kullanmayacak ve kullandırmayacaktır. İktidarın yanında, onun yardakçısı, papağanı, borazanı olamaz. Aynı zamanda egemenin, güç sahibinin, zenginin, zorbanın, mafyanın, haksızlık yapanın, devleti ve halkı soyanın da yakınında duramaz. Bu yüzden gazeteci hep muhalefette kalmaya mecbur olur.

★★★

Ustamız Necati Zincirkıran, gazetecilikteki bu ölümcül beş hatadan kaçınabilmenin bir gereği olarak da; "Gazeteciliğin muhabiri, yazarı zengin eden, lüks içinde yaşatan bir iş olmadığını daha mesleğe adımını attığında kabul etmektir" derdi. Ve "Hayat varsa haber vardır. Haber tükenmez. Halk kendisinden saklananı, ülkenin neden kötü yönetildiğini merak eder. Bu merakın peşine düşeceksin. Gerçeği bulacak, güzel yazacaksın. Fotoğrafın haberi en iyi anlatan karesini sen çekeceksin. Yaratıcı başlıklar atabileceksin. Halkı asla aldatmayacaksın" diye eklerdi.

★★★

Ben şimdi buraya "Necati Zincirkıran"nın öğrencisi olmuş çok sayıda ünlü gazeteci isimi yazabilirim. Kalemlerini satmadılar. Yalpalayan çok az çıktı. Öğrencilerinden biri de oğlu