TV ekranı karartma: Yeni faşizm!
Gerçeği saklamanın ilkel baskısı, vahşi dayatması geldi SÖZCÜ TV ile HALK TV ekranlarının 10 gün kapatılmasına dayandı.
Rakibini kötüle.
İftira at, karala.
Seni iyi bilsinler.
Güce dalkavuk ol.
O da seni beslesin.
Bu: Yeni faşizm.
Tarihte eski örnekleri çokça yaşandı. Nazi Almanya'sında iktidarı eleştiren yazarların kitapları meydanlarda yakıldı. Gazeteler, radyo iktidarın propaganda aracı yapıldı. Goebbels, "Yalanı büyük söyle ve yeterince tekrarla insanlar sonunda inanır" diyordu.
Bugün Türkiye'de!
Tam bu yapılıyor.
Çin'de M.Ö. 213 yılında Çin imparatoru, geçmişi unutturmak için Konfüçyüs'ün metinlerini yaktırdı. Kuzey Kore'de gazeteler, radyo, TV ekranları kullanılarak "liderin tanrısal özellikleri olduğu" halka benimsetildi. Arjantin'de, Kirli Savaş Döneminde, kayıplar (desaparecidos) toplu şekilde yok edildi, belgeler imha edildi, aileler susturuldu. ABD'de, Soğuk Savaş Dönemi'nde, tüm kötülüklerin kaynağı Sovyet Rusya gösterildi. Sovyet Rusya'da ise Stalin'in partideki rakibi Troçki, tarih kitaplarından silindi, belgeler halktan gizlendi.
Bunlar eski faşizm örnekleri. Benzerini bugün Türkiye'de yaşatmak için muhalefet belediyeleri, yolsuzluk, hırsızlık iftiralarıyla "itibar suikastına" uğratılıyor. En son Adana, Antalya, Adıyaman belediye başkanları da gözaltına alındı. Bu gözaltılar siyasi mi yoksa hukuki dayanakları gerçekten var mı SÖZCÜ gazetesi sayfalarından, SÖZCÜ TV de ekranından gerçeği halka ulaştırmaya çalışıyor.
Adaleti gözetiyoruz.
Hukuktan yanayız.
Demokrasi istiyoruz.
İktidarın sesini duyuracak çok sayıda gazete, TV kanalı zaten vardı. Bugün yılda 10 milyar TL (yani 1 ve arkasında 10 sıfır) büyüklüğünde muazzam ölçüde halktan toplanan vergi parası aktarılarak yapım bütçesine sahip kılınan TRT, tamamen iktidarın yayın organı haline geldi. Neredeyse bütün basın Nazi Almanya'sında olduğu gibi Türkiye'de de iktidarın sesi yapıldı. SÖZCÜ, demokrasinin gereği sayfalarını "halktan gizlenen, saklanan haberleri" yazmaya ayırdı ve köşelerini de diğer gazetelerde yazamaz duruma getirilen yazarlara (ben de onlardan biriyim) açtı. Böylece, demokrasinin gereği olarak, muhalefetin sesi de duyulsun, ne dediği bilinsin istedik, istiyoruz.
Tekrar yazayım.
SÖZCÜ, demokrasinin gereği olan "muhalefet ne düşünüyor, söyleyecek sözü nedir" ihtiyacını karşılamak için yayına başladı. Okurlar yani halk SÖZCÜ'yü en çok okunan lider gazete yaptı. SÖZCÜ TV de SÖZCÜ Gazetesi'nin kardeşi olarak yayın hayatına girdi. Şimdi SÖZCÜ TV ve yine HALK TV ile TELE1'i; "iktidar gücümüze dalkavuk ol, biz de seni besleyelim" çizgisine çekmek istiyor.
Bu faşizm!
SÖZCÜ TV:
Saklananı açık ediyor.
Gizleneni yayınlıyor.
SÖZCÜ TV muhabirleri mikrofonlarını kendini ifade etsin diye muhalefet partisi liderine ve meydanlara inip onu dinlemeye gelen vatandaşlara tutuyor. Vatandaşın sesini, duygusunu, öfkesini, isteğini, çözüm önerisini ekrana taşıyor. Basıyorlar para cezasını. Yetmedi şimdi 10 gün ekranı karartma cezası verdiler. SÖZCÜ TV Genel Yayın Yönetmeni Özgür Çakmakçı, "Son 8 ayda SÖZCÜ TV'ye 16 kez ceza verildi. Ayda ortalama
2 ceza ile baskı, korkutma, yıldırma altındayız" diyor.
İster gazetede yazıyor ister TV ekranından sesleniyor olsun gazeteci, kalemini '