Tayyip zengininin yüz karası!

Aslında "kömür karasına" haksızlık etmek istemem. Kömür karası, beni bağışlasın. Benzetme yaparken müsrif oluyorum, müsrifliğime versin. Kömür karası, alın teri demektir. Tayyip Erdoğan dönemi zengini ise yine "yüz karası" ile gündem oldu.

Şirketin adı:

Limak.

Ortakları da var.

Desteklendiler.

Kollandılar.

Koltuklandılar

Ve sonunda Cumhurbaşkanı'na "zarara uğradık, zararımızı karşılayın" diye mektup bile yazdılar.

Bu mektubun yazıldığı bilgisini Muğla Akbelen Ormanları "hızar saldırısına uğrayıp" kesilerek yok edilmesin diye 5 yıldır köylüleri ile birlikte hak-hukuk-adalet arayan İkizköy Muhtarı Nejla Işık, önceki gün SÖZCÜ muhabiri Bahar Kurşun'a açıkladı. SÖZCÜ, haberi 9 sütun yayımladı.

3 gün geçti.

Ne Cumhurbaşkanlığından, ne Bakanlık'tan, ne de Tayyip dönemi zengini şirket ile ortağından "tek satır" cevap geldi.

Devletin malını ver.

Ben hazırı alayım.

Yabancıya satayım.

Partiyi de göreyim.

Tayyip dönemi zenginlerinin tamamı bu "hazırı yiyen modelden" çıktı.

Daha net anlaşılsın.

Örnek yazayım: 20 yıl önceydi. 2004 yılında TEKEL'in 17 fabrikası arsaları, binaları, sosyal tesisleri, içlerindeki makine ve ekipmanları ile depolarında tüm stokları; alkol, üzüm, arpa, şişe mantarı, etiket, kapak, kutu, koli dahil 292 milyon dolara müteahhit şirketler; 'Limak-Özaltın-Çarmıklı' nın kurduğu ortaklığa satıldı.

17 TEKEL içki fabrikasının sadece depolarındaki stoklar, 140 milyon TL tutuyordu. Bu da, o günün kuruyla, yaklaşık 100 milyon dolar ediyordu. TEKEL Başmüdürlükleri depolarında satışa hazır paketlenmiş içki kolileri de 30 milyon dolar değerindeydi. Ayrıca işçilerin tümünün kıdem tazminatı, sıfırlandı. İşçinin kıdem tazminatı yükü de devlete yüklendi.

TEKEL'in 17 fabrikasını 292 milyon dolara alan, tek bir çivi bile çakmadan, 810 milyon dolara Amerikan şirketi TexasPasific Group'a sattı. O da 2.5 milyar dolara İngiliz Diego şirketine devretti. TEKEL'in "içki fabrikaları ve tüketicisi hazırTürkiye iç pazarı, özelleştirme adı altında yabancılaştırılmış" oldu.

İşte Tayyip dönemi zengini bu iş adamı Nihat Özdemir ile ortağına, devletin Kemerköy ile Yeniköy Santralleri de satılmıştı.

Termik santral.

Kömürle çalışır.

Elektrik üretir.

Onun da alıcısı devlettir. Ve AKBELEN Ormanları'nın içinde 740 dönüm arazi parçası da devlet (bakanlık) tarafından istimlak edilerek bu işadamının şirketine verilir.

AKBELEN bölge halkı direnişe geçtiler; jandarma geldi; "kesmeyin kestane ağaçlarını, çamları, meşeleri, kızıl ağaçları, çınarları. Yok etmeyin ormanımızı" diye feryat eden köylü kadınların ve erkeklerin üzerine biber gazı ve yüksek tazyikli ilaçlı su sıktı.

Köylüler yılmadı.

"Bu toprağın can verdiği zeytin ağaçları, toprağın altındaki ölü kömürden daha fazla geliri ülkeye kazandırır" diyerek adalete başvurdular.

Ne devlet, ne de AKBELEN ormanları kıyısındaki köylerin arazilerini kömür çıkartsın diye verdiği Limak ile İçtaş şirketlerinin elinde; "AKBELEN