Tarih ile Tevrat!

İslam Ansiklopedisi'ndeki bilgilere göre "Sözlü Tevrat" Musa Peygambere Milattan Önce 1312 yılında Sina Dağı'nda verildi. Yazılı olarak mı verildi, yoksa sonradan mı yazıldı

İki görüş var.

Ortodoks diye tanımlanan görüşe göre Musa Peygamber tarafından yıllar boyunca yavaş yavaş yazıldı.

Ölümüne yakın bitirildi.

Ortodoks olmayan diğer görüşe göre ise Tevrat'ın bir değil çok sayıda yazarı vardı. Çok sayıda kalem tarafından yüzyıllar boyunca parça parçayazıldı.

İşte bu yazımlar içinde bir ayette; "Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniş bölgeyi Allah İsrailoğulları'na verip, vaat etti" diye yazıyor.

Hem Tevrat da.

Hem Kur'an da.

Bu ayet var.

İsrail'i yönetenler asırlarca sonra bugün bu ayete sarılarak; "Allah'ın emrini yerine getirmek için soykırım yapmayı" kendilerinde hak olarak görüyor.

Gazze'yi yok etti.

Lübnan'ı yıkacak.

Filistinliyi çöle sürecek.

Şeria'yı ateşe verecek.

Suriye, Irak, İran'ı; Gazze'de yaptığı gibi taş üstünde taş, beden üstünde baş bırakmamacasına vuracak.

Sonra!

Sıra Fırat'a gelecek.

Fırat bizim topraklarımızda olduğu için İsrail, bizi de vuracak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis Başkanı Kurtulmuş, AKP düşünürleri, gazetelerinde kalemleri, TV yorumcuları; bu iddiayı seslendirip; "İsrail fanatizminin Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim topraklarımızdır" diyorlar.

İçe propaganda.

Benim ayet bilgim sıfıra yakındır. Arapça ve İbranice de bilmiyorum. Allah'ın "kulları arasında ayrım yapması ve sadece kulları içinde bir kul olan Yahudiler için toprak vaat etmesi" bu devirde ne dine, ne kitaba, ne inanca, ne hayata, ne gerçeğe sığar.

Sığmıyor.

İsrail vatandaşlarının hatırı sayılır bir bölümü de "Bu yaşadığımız topraklar hem bizim vatanımız hem de başkalarının vatanı" düşüncesini taşıyorlar.

Bunu yazıyor.

Söylüyorlar.

Tevrat ile Tarih!

Birbiriyle zıt!

Tevrat'ın vaat edilmiş dediği toprakları biz Türkler, tarihin "vatan yapın dediği yer" olarak görüyor ve inanıyoruz. Mustafa Kemal'in; "Yurtta Barış- Dünyada Barış" ilkesi bu inanıştan çıktı.

Bizim!

Kimsenin toprağında.

Gözümüz yok.

Kimsenin gözü de bizim toprağımızda olamaz, olmasın.

İsrail, Türkiye'ye saldırmayı aklının ucundan bile geçiremez. Arkasına ister ABD'yi alsın, İster Rusya ile Çin'i gücü de yetmez.

Tarihin tokadını yer.

Bugün ülkemizin iktidar önde gelenleri; 22 yıllık yönetiminde yarattıkları büyük beceriksizliği örtmek için halkı "vatanımıza göz diktiler" diye oyalamak istiyor.

Türkiye, tarihinden aktaracağı zengin deneyimler, etkin dış politika çizgisiyle bugün Ortadoğu'da kan- ateş- yıkımı önleyecek yolu bulabilecek, önerecek, kabul ettirebilecek tek ülkedir.