İlkini Saraçhane'de görmüştüm, 48'incisini Üsküdar meydanında izledim; bir sevda şarkısı söyler gibi akın akın geliyorlar. Gülen yüzleri, ellerinde pankartları; genç, yaşlı, erkek, saçı açık laik kadın yanında türbanlı arkadaşı, bıyıkları beyazlamış 68'li sosyalist dede ile önünde 2025'li üniversiteli torunu, liseli, emekli, asgari ücretli, işsiz, işçi, esnaf, memur, hala, teyze, yeğen, gelin, kaynana, kuzen hep birlikte duyguları ve düşüncelerini zincirlemişler. ok net belli; onlar Üsküdar Meydanı'nı kucaklamaya koşup gelmişler.
★★★
Bu meydan, meydan olalı böylesine umutları yeşertip yeniden var eden ve biri bitmeden diğeri başlayan mitingler zinciri görmemiştir.
Bıçak kemiğe dayanmış.
Öfke Üsküdar'a inmiş.
Ben şu gözle gördüm: Bu insanlar, avunup, dövünüp, şikayet edip sonra da kabullenerek oturmak yerine meydanları dolduralım; demokrasi, hak, hukuk, adalet, fırsat eşitliğine olan susamışlığımızı sivil isyana dönüştürelim demişler.
★★★
Bunun için olmalı Özgür Özel, meydan toplantılarını; "Biz buraya miting yapmak için toplanmadık eylem yapmaya geldik..." diye dillendiriyor.
Dilin bir gücü var!
Ezilmişiz, daralmışız, özgürlüğümüz tıkanmış, fırsat eşitliğimiz elimizden alınmış, hak, hukuk, adalet hançerlenmişse insan şartlara isyancı ve umuda sarılan bir dil geliştiriyor.
Dil yaman eylemci.
Eylem yaratıyor.
★★★
Aynı dil işte Üsküdar dahil 48 ayrı meydanda milyonlarca insanı canıyla, kanıyla, öfkesi ve umuduyla alanlara topladı ve meydanlar, Özgür Özel'den yeni lider yarattı. Üsküdar'da gecenin o saatinde not defterime şunu yazdım: İnsanlar Özgür Özel'e "Eski dönemi kapatıcı ve yeni bir yol gösterici" lider umuduyla sarılıyorlar.
★★★
Bir ara not düşeyim:
Ben 2002 yılının Ekim ayında Üsküdar Meydanı'nda ilk büyük kitlesel mitingini yapan Tayyip Erdoğan'ı da dinlemiş, gözlem yapıp yazmıştım. 2002 yılında Üsküdar mitingi kürsüsünde Tayyip Erdoğan, "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözünü kendine özgü öfkeli ses tonuyla harmanlayıp söylediğinde halk ona "Eski dönemi kapatacak yeni lider" umuduyla bakıyordu. 23 yıl önce çalıştığım Sabah Gazetesi'nde bu yazı arşivde duruyor.
★★★
Şimdi aynı meydan Tayyip Erdoğan'ı 'koltuk sevici, geldim gitmem deyici, yoksulluk çoğaltan, adam kayıran, kul hakkı yiyen, hak hukuk tanımayan lider' görüyor olmalı ki; Üsküdar Meydanı'nda Özgür Özel'in otobüs üstünden; "Yüzde 28.5'ten yüzde 29 Erdoğan, yüzde 29 ile seni orada oturtmayacağım..." cümlelerini duyunca coşkuya kapılıyor; "Zengin seven Erdoğan..." vurgusunu ise bayrak sallayıp alkışlıyor.
★★★
İlk Saraçhane'de dile getirmişlerdi, Üsküdar Meydanı'nda da 48'inci kez günün yorgunluğuna, gecenin sıcağına, yolun uzaklığına, vaktin o saatine aldırmadan meydanı doldurup, hep bir ağızdan yine en gür sesleriyle bağırdılar:
Kurtuluş yok...
Tek başına...
Ya hep beraber...
Ya hiçbirimiz...
★★★
Alman oyun yazarı Bertolt Brecht'in 1930 yılında faşizmin yükseldiği Almanya'da;