Oteli yakan yapı: Baş sorumlu Cumhurbaşkanı!

36'sı hayatlarının ilkbaharında; kimisi anaokuluna, kimisi ilkokula, orta ya da liseye giden çocuktu. 78 kişi bu otelde 800 dereceye ulaşan yangın alevleri içinde "yardım gelsin diye çırpınarak" kavurularak, kara, zifir dumandan boğularak can verdi.

Bütün kaynaklar açık.

Hepsi göz önünde.

Tamamı biliniyor.

Oteli yakan yapının; üç taşıyıcı otoritesi var. Birinci otarite: Otelin sahibi Halil Ergül. İkincisi: Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy. Üçüncüsü: Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan. Bu üç taşıyıcı otorite, dünyanın en muhteşem doğa parçası Bolu Dağı zirvesinde "bir oteli yanmış insan eti yiyen canavara dönüştürmeyi" başardılar. Onların güç aldıkları ise Cumhurbaşkanı otoritesi.

Bütün belgeler ortada.

Devletin arşivinde.

Parça parça yazılıyor.

O parçaları birleştirince oteli yakan yapıdan Cumhurbaşkanı'nın baş sorumlu olduğu sonucu çıkıyor. Cumhurbaşkanı, ülkemizde henüz "bir erkeği kadın, bir kadını da erkek" yapamıyor. Bunun dışında; yasama, yürütme, yargı, polis, ordu, bekçiler, bakanlık, belediye, muhtarlık, basın, gazete, TV dahil her yere, her şeye; Fırat'ın kıyısında bir kurt bir kuzuyu kapsa onu da bilmeye muktedir. Bu otelin sahibinden ve ona devlet koltuğu veren Turizm Bakanı'nın yaptıklarından ve Bolu Belediyesi'nin otel sahibine "dilekçe ver denetimden vazgeçelim" demesinden haberi olmaması mümkün değil.

Bakın her şey açık.

Otelin sahibine Orman İdaresi, Bolu Kartalkaya'nın tamamını vermiş. Otel yapılmış. Diğer oteller onu izlemiş ve Kartalkaya bir kayak merkezine dönüşünce Orman İdaresi verdiği arazinin yarısını geri istemiş. Otel sahibi "bir karşını bile geri vermem" diye orman idaresini kapıdan kovmuş. Otelci bu araziye bir otel daha yaptırmış. Aynı otelci 2005 yılında, yani şimdiki Cumhurbaşkanı o zaman Başbakan iken, Gölcük yakınında orman arazisi sınırında 16 dönüm (16.000 metrekare) arsayı Karacasu Belediyesi'nden alıp Gazelle adlı üçüncü otelini dikmiş. Ve otelin kıyısındaki 14 dönüm (14.000 metrekare) ormanı işgal edip ek tesisler yaptırmış. Orman idaresi bunun yaptıklarına ceza kesip, tesisleri yıktırması gerekirken susmuş, belli ki susturulmuş!

Her şeye muktedir Cumhurbaşkanı döneminde orman idaresi otelci karşısında pıstırılınca; 2009 yılında Orman Bakanı, bu otelcinin isteği üzerine, 85 dönüm (85.000 metrekare) meşe ormanını "mesire yeri ilan edip"otelciye çerez parası 30.000 TL'ye (otelin bir odasının bir gecelik parası) kiralamış. Otelci 2017 ve 2021 yıllarında yani Cumhurbaşkanı'nın "ustalık dönemine geçtiğini" ilan ettiği yıllarda da; mesire alanını daha da genişleterek 200 dönüm (20.000 metrekare) meşe ormanlık alana yayılmış. 200 bin metrekare ormanlık alana karşılık otelciden alınan devlet payı ücret ise 400.000 TL yani otelin bir odasının sadece
14 gecelik parası.

Her şey açık.

Her şey ortada.

Otelci bu gücünü Turizm Bakanından alıyor.Turizm Bakanı da gücünü Cumhurbaşkanı'ndan alıyor. Türkiye'nin en pırlanta turistik sahillerinde çok yıldızlı Maxx Royal, Voyage, Caja By otellerinin ve ETS Tur şirketinin sahibini Turizm Bakanı'nı olsun diye Cumhurbaşkanı atadı. Araştırın, göreceksiniz: Orman arazisine yayılarak büyüme modeli Turizm Bakanı'nın oteli için de işletilmiş. Bodrum Kisebükü'nde 95 dönüm (95.000 metrekare) arazi orman idaresine aitmiş. Bu arazinin önce 4 dönümü (4.000 metrekare) Turizm Bakanlığı'na devredilip; oradan da Turizm Bakanı'nın şirketine satılmış. Yetmemiş, 25 dönüm daha (25.000 metrekare) Orman Bakanlığı'ndan Turizm Bakanlığı'na ve yine Turizm Bakanı'nın aynı şirketine hortumlanmış.

Sonra 95 dönümün tamamı turizm bölgesi ilan edilmiş. Bakanın oteline yol yapılsın diye 50.000 ağaç kesilmiş, Muğla Büyükşehir Belediyesi borçlandırılarak (acaba faiz kaçtı) Bakan'ın otelini de kapsayacak kanalizasyon sistemi de döşetilmiş. Bakanın şirketinde danışman olarak çalışan Neşe Çıldık hanım da Cumhurbaşkanı'nın 2018 yılında Mehmet Nuri Ersoy'u bakan olarak atadığı tarihte Turizm Bakanlığı'nda Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü'ne getirilmiş. Ne oluyor Bakan eski çalışanı Neşe Hanım'ı bol neşeli devlete müdür yapıyor fakat Cumhurbaşkanının bundan haberi olmuyor(!)