Kolaycı, avantacı, ranta odaklı, ormanı ikram edip yandaşı zengin etme kafası; ağacı, insanı, canlıyı yakar sonra da "Yangını söndürmeye çalışırken kendileri de yananları şehit ilan eder" şehitliğin arkasına sığınır; yalandan dövünür.
Yanan her ağacın.
Yanan her canlının.
Yanan her hayatın.
Sorumlusu bu kafa!
★★★
Bu kafa; insan kaynaklı ya da iklim değişikliği sebepli tüm orman yangınlarında "Önleyici planlama" yapamadı. Yapmayı düşünmedi. Düşünüp planlasaydı; Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne son 24 yıl içinde ayrılan kaynakla( tahmini 900 milyar TL ve dolar olarak da 150 milyar dolar) bugün bütün ormanlarımıza "Erken uyarı ve titiz izleme sistemleriyle birlikte çok iyi eğitilmiş yer ekipleri ordusu" kurulmuş olması gerekirdi.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
Her ormanımızda mutlaka 360 derece görüş yeteneği olan kameralar bulunur, bütün ormanlarımızda duman ve ısı değişimini anında tespit eden sistemler kurulmuş, çalışıyor olurdu.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
Bütün ormanlarda yangın tespiti ve yangının yayılma haritalarını anında çıkartabilen uydular, gece gündüz devriye gezen orman dronlarımız mutlaka olurdu.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
Bütün ormanlarımızda çam kozalaklarını, kuru dalları, tutuşmaya hazır kuru örtüyü toplayarak orman tabanını düzenli temizleyen bir sistem kurulmuş, orman içinde kontrollü keçi otlatma yapılarak muhtemel yangın riski sıfıra indirilmiş olurdu.
★★★
Bu kafa olamasaydı.
Bütün ormanlarımız ile onlara yakın yerleşim yerleri köy, kasaba, kentler arasında yangına dayanıklı tampon şeritler; taş ve asfalt yollar ile boş araziler düzeni kurulmuş olurdu.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
İktidara yakın işadamlarına satılan elektrik dağıtım devlet imtiyazının işlettiği elektrik hatlarının tamamı yer altına alınır; telin kıvılcım çıkartarak ormanı yakma riski sıfırlanır, "Yenilenmeyen hatlar orman yaktı" haberlerini okumak durumunda kalmazdık.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
Bütün ormanlarımız çevresinde ve yakınında yaşayan halkın oturduğu evlerde çelik çatı, alev geciktirici boya, cam yerine özel polikarbonat pencereler zorunlu hale getirilir, uymayanlar için ayırım yapılmadan ağır cezalar verilir, halkın tamamı yangın eğitiminden geçirilir, okullarda, kahvelerde, camilerde Cuma hutbelerinde "Ormanı ateş yakmaz insanın aymazlığı yakar" kitle eğitimi yapılırdı.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
Bütün ormanlarımızda hava durumu, toprak nemi, rüzgarın yönü ve hızı gibi temel bilgileri çıkartan; yaz aylarının kavurucu sıcağında "Haftalık-aylık yangın risk haritaları" hazırlayan, yangını önlemek için seferber edilmiş kurumları olan bir ülkede yaşıyor olurduk. Böyle bir Türkiye'de "Yangınla mücadele planlarını sürekli yenileyen" bir toplumsal bilinç şahlanırdı, bu bilince uymayanlar kınanırdı.
★★★
Bu kafa olmasaydı.
Ege ve Akdeniz'de bazı ormanlarımızda kurulan gözetleme kuleleri, kamera sistemleri, dronla izleme, TÜBİTAK destekli Yangın Yönetim Uydusu (İMECE) ve yangına dirençli orman köyleri ve eğitilmiş gönüllü ekipler yaratma girişimlerinin (Yeşil Vatan) tamamı göstermelik kalmazdı.