Karşı dava açacağım!
Biz aslında "haber yazmak" için varız; haber olarak "kendimizi yazmak" zorunda kaldık. Bu dönem zenginlerinden Mehmet Cengiz ve Cengiz Şirketleri SÖZCÜ' nün editör, yazı işleri sorumlusu, muhabir, yazarlarına "toplu dava" açılması için başvuru yaptı. İstanbul Başsavcılığı da "davanın kurulması" için harekete geçti.
26 gazeteciyiz.
Biri de benim.
17 yıl 6 aya kadar hapis ile milyonluk para cezası istiyorlar. Suç aletimiz, yazdığımız haberler: Cengiz Holdinge bağlı şirketler, devletten aldığı çok cömert ihaleler sonunda; bakır, fosfat, altın, gümüş aramak için ormanı, ağaçları, doğayı, tarlaları, bağları ile bostanları yıkıp yok etmeye yöneldiler. Bağ, bahçe, zeytinlik, tarla sahibi halktan insanlar ise doğa kıyımını önlemek için seslerini duyurmak istediler.
Köylü kadınlar zeytin ağaçları kesilmesin diye bedenlerini kendi ağaçlarına bağlayarak; "Jandarma Oğlum, beni ağacımdan ayırmak istiyorlar buna izin verme" diye yalvaran habercilik ortamları ortaya çıktı.
Biz de bunu yazdık.
Halkın sesini duyurduk.
Buna çok kızdılar.
Neden; kendi bedenini kendi zeytin ağacına bağlamış jandarmaya yalvaran kadını Cengiz Holding'in gözüyle görüp, Cengiz'in diliyle yazarak anlatmadınız Köylü kadının sesini Türkiye'ye duyurmaya çalışacağınıza ona "kışkırtıcı kadın" demeliydiniz. Dayadılar 26 SÖZCÜ muhabir, editör, yazarına soruşturmayı.
Soruşturma davaya dönüşürse; mahkeme yargıcına hangi kanun maddesine göre yargılama yapmasını bile sıralamışlar:
Sen haber yazdın.
Huzuru bozdun.
TCK 123.
Sen haber yazdın.
Halkı isyana çağırdın.
TCK 217.
Sen haber yazdın.
Yanıltıcı bilgiyi yaydın.
TCK 217A.
Sen haber yazdın.
Cengiz'e hakaret ettin.
TCK 267.
Gir hapse.
Sat evini.
Ver Cengiz'e!
Bu; yargıcı, savcıyı, mahkemeyi alet olarak kullanıp; "Ben Mehmet Cengiz'im, bana dokunanı yakarım" deme girişimi.
Bu bizi öldürme isteği!
Öldürmeye teşebbüs!
Ben de dilekçe yazıp; "Mehmet Cengiz, beni bilerek, isteyerek öldürmeye teşebbüs etti" diyeceğim.
Karşı dava açacağım.
Türkiye'de son 25 yılda en fazla devlet ihalesi alan holdingin sahibi, adaleti silah olarak kullanmaya teşebbüs etti; benim de aralarında bulunduğum 26 gazeteciyi, "yazarsan yanarsın" tehdidi ile iç sansüre zorladı. Gazeteciler, iktidarlardan, egemenden, mafyadan gelen dış sansürle baş edebilir, aşabilirler. Fakat iç sansür yani gazetecinin kendi kalemine kendisinin yasak koyması ölümdür.
Cengiz, bizi iç sansüre zorladı. İç sansür gazeteci için ölümdür. Cengiz, bizi öldürmeye teşebbüs etti. Adalet önüne çıkması gerekir.
Hakime belge sunacağım.
Cengiz Holding'in sahibi "madem ki ben zenginim en büyük benim, benim her dediğim olmalı, Cengiz ismim her değirin üstünde yerini bulmalı" diye düşünen toplum için tehlikeli biridir diyeceğim.
İşte belge:
1923'de Cumhuriyet ilan edildiğinde; İstanbul'da ilk imam hatip okulunu kursun diye dönemin kuvvetli hocalarından