İftira!

Kimi tarihe, kimi bilme, kimi edebiyata imza atar, kimi de iftiraya imzasını koyar. At iftiraya imzanı, onlar içeride yatsın, sen evine git dönemi açıldı. Nasrettin Hoca, göle maya çalıyormuş. Köylüler, "Hiç göl maya tutar mı" diye gülmüşler. Nasrettin Hoca, "Ya tutarsa" demiş.

Dünya ve Türkiye siyaset tarihinde "iftira atmalar, çamur sıvamalar, kara ruhlu ve kıskanç olmayı seçmeler" hep oldu.

İftirayla rakibi çürütme!

Yalanla halkı aldatma!

Hiç maya tutmadı.

İftira, önünde sonunda geldi iftira atanı ve halkı yalanlarıyla kandırmaya çalışanları mahçup etti, utandırdı.

Çok örnek var:

Türkiye Komünist Partisi kurucularından Mustafa Suphi ile 15 partili arkadaşı, "vatana ihanet etmekle" suçlanmış, Karadeniz'de öldürülmüşlerdi. Onlara iftira edildiği ve suçlamanın siyasi gerekçelerle uydurulduğu ortaya çıktı. Selanik'te Atatürk'ün evine bomba atıldığı iftaraydı. Bu iftira ile İstanbul'da Müslüman olmayan azınlıkların işyerlerine saldırı yapsın diye halk kışkırtıldı.

Ergenekon ve Balyoz Davaları sırasında ordunun generalleri ile subaylarına "darbe yapacaklardı" diye iftira edildi. Mahkemelerde "darbe iftirasının" düzmece olduğu anlaşıldı. Kara ruhlu iftirayı iddianameye döken o dönemin savcısı yurtdışına kaçtı. Bu iftiracı savcı ABD'den getirilip yargılanmadı.

Benzer bir durum mu yaşıyoruz Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve onun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere pek çok CHP'li ilçe belediye başkanı "dalgalarla gelen soruşturma ve tutuklanmaların" hedefi oldular.

19 Mart sabahı ile başlayan operasyonlarla bugüne kadar İmamoğlu dahil 254 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 246'sı gözaltına alındı. Seçilmiş belediye başkanı, belediye şirketlerinin yöneticisi, çalışanı, belediye ile iş yapmış işadamı 110 kişi tutuklandı, hapse kondu.

Rüşvet alma.

Rüşvete aracılık etme.

İhaleye fesat karıştırma.

İrtikap.

Villa bağışı.

Daire isteme.

Suçlamaları yapıldı.

Ancak bugüne kadar bu suçlamaların doğru olduğunu destekleyecek somut kanıtlar halkın bilgisine sunulamadı. Kara, kuru iftiralar iktidar sözcüleri ve iktidar yanlısı gazetecilerce TV ekranlarından; "işte rüşvet paraları... işte kasalar... İşte dolar dolu bavullar" diyerek anlatılıyor.

"Suçla, delil arkadan gelsin yönetiminin izlendiği" şüphesi var. Bu yüzden "Bu davanın duruşmaları TRT ekranından canlı yayınlansın, halk gerçeği görsün" önerisi yapıldı. Tutuklananlar içinden işadamı etiketli birleri çıkıp; "Benden rüşvet istediler... Benden villa istediler... Daire istediler..." diye pişmanlık ifadesi verip, hapishaneden evlerine gönderiliyor.