Hainlik!

Erzincan'daki bu dağ, bu yamaç, bu toprak, bu ağaçlar, su, hava, bu doğal hayat milyonlarca yılda oluştu. Bir sömürgeci altıncı yanına yerli ortak buldu geldi, getirildi, rüşvet dağıttı, korundu, kolandı ve milyonlarca yılda oluşan, dünyada benzeri çok az Erzincan doğasının canına 14 yılda kıydı. 1 gram altını çıkarmak için 1000 kilo toprağı kazıp, siyanürle, sülfürik asitle ve 21 çeşit öldürücü kimyasalla bulamaç etti.

En fazla 150 metre olması gereken liç yığını (siyanür içerikli çözelti ile bulamaç edilmiş yapma dağ) 257 metreye yükseltildi. Bugün demirden ve betondan bile 200 metreden yüksek bina yapılmıyor. Ayrıca zehirli bulamaç, 100 metrelik vadinin tepesine yerleştirildiği için toplamı 350 metreye çıkmış oldu. Dünyada bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bu yükseklik, altın üretimi için dinamit patlatılan yamacın çok yakınına yığıldı.

Oysa bu maden "çok tehlikeli sınıf" kategorisindeydi. Tehlikeyi önceden sezecek robotik sistem ve radar sistemi getirilip takılmamıştı. Kapasite artışına izin verildi. Daha çok ve daha hızlı altın çıkartmak için siyanür kullanımında makul kabul edilecek sınırlar çok aşıldı. Kapasite artışına izin veren dönemin Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul Büyükşehir'e belediye başkanı adayı yapıldı.

Altıncı toprağa.

Havaya, suya.

Zehir akıttı.

Üç ay kapatıldı.

Tekrar açıldı.

Madenci üniformalarını giymiş kaz adımı yürüyüşlü havalı adamlar, Erzincan İliç ana caddelerinde orgeneral havasıyla dolaşırken 35 milyon metreküp siyanürlü sülfürik asitli bulamaç yükseltinin sağında solunda çatlaklar ve yarıklar oluştu.

Zehirli bulamaç.

Hain yüksekliği.

Taşıyamadı.

Dibinden çatladı.

Akıp Karasu Vadisi'ne kaydı; 9 canı altına aldı. Yer altından altın çıkartmaya gelenler, yer altına canlı canlı insan gömen kan emici yaratıklara dönüştü. Zehirli bulamaç kayarken çok uluslu altıncı şirketin yönetim kurulu başkanı ABD'deydi. İşçilerin ölü bedenleri toprak altındayken madene karşı 2021'de TMMOB'nin başvurusuyla açılan "kapasite artışı davası" önceki gün görüldü. Mahkeme hakiminin 3 yıldır bakanlıktan belge beklediği ortaya çıktı.

Başka bir dava var.

Erzincan'ın bu bölgesinde binlerce yıldır yaşayan çiftçilerin temel geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdı. Ünlü Erzincan tulum peyniri ile Erzincan çiçek balı bu bölgenin marka ürünüydü. Altıncı bölgede doğayı vahşice tahrip etmeye başlayınca Erzincan'da hayvancılık ve tarım da geriledi. Yakuplu Köyünden Eşref Demir adlı çiftçi, altın çıkarırken kullanılan kimyasalların içme sularını, insan sağlığını, hayvan, ağaç, bitki, börtü böcek ne varsa tüm hayatı tehdit ettiğini, ÇED raporunda bu bölgede altın çıkarmanın çevreyi nasıl öldüreceğinin dikkate alınmadığını dilekçesine yazıp Erzincan İdare Mahkemesi'nde 2018 yılında dava açtı.

6 yıl önceydi.

Erzincan İdare mahkemesi köylü Eşref Demir'in davasını reddetti. Çiftçi Eşref Demir Danıştay'a "temyize" gitti. Danıştay da çiftçiyi değil mahkemeyi haklı buldu. Çiftçi Eşref Demir, bu davaların dikkatsizce yürüdüğünü ve "kendisinin ve ailesinin hayatının ölüm tehlikesi altında olduğunu" belirtip "Bireysel Başvuru Hakkını" kullanarak Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi, çiftçi Eşref Demir'i haklı buldu. Davayı yeniden ve