Gerçek gazeteci!
İsrail ordusu dün sabah güneş henüz doğarken Gazze'de bir okula saldırdı. Okulda savaştan korunmak isteyen sığınmacı aileler yaşıyordu. 100 kişi cesetleri parçalanarak ve çıkan yangında kavrularak öldü.
Savaşta sivil öldürmek.
Katilliktir.
Bunu çoğu kimse; "şu da oldu, bu da oldu ama önce HAMAS sivil kampı vurdu" diye dolandırarak söylüyor.
Fakat biri var.
O, dolandırmıyor.
Direkt olarak"yaptığımız katilliktir"diye söylüyor. Kendi ordusuna cinayet örgütü, kendi devletine katliamcı, kendi halkına Siyonizm şartlanmışı zavallı, kendi üniversitelerine korkak, kendi aydınına yalancı, kendi başbakanı ve genel kurmay başkanına gözü dönmüş soykırımcı, utanmazlar diyen biri çıktı.
O gerçek gazeteci!
Her türlü kutsallığı, tabuyu, şartlanmayı, propagandayı, hapse atılmayı, işsiz kalmayı, öldürülüp yok edilme korkusunu aşarak doğru olanı yazabilmek her gazetecinin harcı değil.
Yahudi anneden doğma.
Yahudi babadan olma.
Doğma büyüme Yahudi.
İsrailli gazeteciGideon Levyşunları yazıyor: Bu kavgayı, çatışmayı, düşmanlığı Gazze'de Filistinliler başlatmadı. Bu düşmanlık, boğazlaşma, öldürme 1948'de İsrail Devleti kurulunca 600.000 Filistinlinin evlerinden, topraklarından, yurtlarından sürülmeleriyle doğdu.
İsrail'e yönelik ilk nefret, Nakba'dan önce, biz Yahudiler buraya gelip Filistinlileri kovmaya çalıştığımızda başladı. Siyonizm, ilk günden itibaren hiçbir zaman bu topraklarda Filistinlilerle beraber yaşamayı düşünmedi. İlk günden itibaren onları bu topraklardan atıp sürmeyi hedefledi.
Filistinliler tek bir halktı.
İsrail devleti onları böldü.
Birbirinden kopardı.
Küçük parçalara ayırdı.
İsrail Arapları...
Batı Şeria'dakiler...
Ardından 1967 işgali geldi.
Kudüs'teki Filistinliler...
Gazze'deki Filistinliler...
Ayrımları İsrail yarattı.
Filistinlilerin önüne üç seçenek koyduk; ya teslim olun, ya bu topraklardan göç edip çöllere gidin ya da ölün. Şiddete başvurmak ya da teslimiyet dışında onlara gidecekleri başka bir yol bırakmadık. Filistinlilere bizimle eşit insanlar olarak hiç davranmadık. Bu topraklarda onların da İsrail Devleti gibi kendi devletlerini kurma hakkı var, bu hakka izin vermedik.
Gazze, İsrail Devleti'nin kurulduğu 1948'den bu yana mülteci kamplarında en sefil koşullarda yaşayan Filistinlilerin merkezi olarak kaldı.
2006 yılına geldik.
Şu oldu, hatırlayın.
İsrail, Gazze'yi dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline getirdi. Hayal bile edilemez; 2 milyon 300 bin insanı 18 yıldır bir kafese kapatılmış durumda yaşatıyoruz. Şimdi de bombalıyoruz. 15 bin çocuğun, 20 bin kadının ölümünü meşrulaştırıyoruz.
Tanrı aşkına!
Biz ne yapıyoruz
Bizim sahip olduğumuz dünyanın en gelişmiş savaş makinasına karşı bu insanlar uçurtmalarla, tünellerle, aynalarla, lastik sapanlarla, makaslarla, yangın çıkarıcı cihazlarla, havan mermileri ve özel borularla özgürlüğü için savaşan, umudu olmayan bir halk yarattık.