Fahiş ile mafiş!
Beter bir vaziyet yaratıldı. Yoksuldan zengine çok arsız, hayasız, insafsız gelir transferi yapıldı. Zengin olanların tuzu kuru, sorun geliri giderine yetmeyip her gün biraz daha sıkışanlarda.
Uçurum açıldı.
Yoksul: 1 alıyor.
Zengin: 23 kapıyor.
Milli gelirden en yoksul kesimin aldığı pay yüzde 1'de kalırken en zengin kesimin aldığı payı 23'e çıktı.
Umarsızlık büyüyor.
Çaresizlik tavanda.
Bıçak kemiğe dayandı.
Ülkemizde 65 milyon insan yoksulluk ve açlık sınırının altında gelirle yaşamaya mahkum edildi. 85 milyon nüfus içinde en zengin 2 milyon kişi lüks tüketim çılgını oldu. Son haber şöyle: İtalyan kuyumcularının Türkiye'deki zenginlere sattığı mücevher toplamı 350 milyon doları geçmezdi, 2024'de 5 milyar dolara çıktı.
Buraya yazıyorum.
2025 sonunda Türkiye'nin yoksullaştırılmış halkı sırtından İtalyan kuyumculara akıtılan mücevher parası 10 milyar doları bulur
İtalyan mücevher satışlarında patlama yaşanırken kentler, köyler yoksul deposu oldu. Belediyeler; "4 kap yemek 40 lira lokantalarının sayısını" artırdılar. Sosyal demokrat belediyelerinin ancak verebildiği ayda 1.000 TL "muhtaçlık yardımını" almak için başvuran çaresiz, umarsız sayısı büyük kentlerde 100.000 aileye dayandı.
Ve sabırtaşı çatladı.
Namaz vakti camide "Bizim harcadığımız 130.000.000.000 TL (130 milyar) nedir ki bütçenin içinde yüzde 1 bile değil" diye iktidar propagandası yapan Müftüye cemaat; "Boş konuşma" diye bağırmaya başladı.
Bıçak kemiğe dayandı.
Kubbeler kalkan.
Minareler süngü.
Enflasyonu düşürmenin ağır yükü emekli-işçi-memur-işsiz-çiftçi-küçük esnafın sırtına yüklendi. Çok ağır vergiler bindirildi.
Vahşi kapitalizm hortladı. Korkunç sömürü var. 2025'de şirketlerin 3.000.000.000.000 TL (3 trilyon) ulaşacak vergi muafiyet ve bağışıklık (istisna) pastasından tek kuruş almayı dillerinin ucuna bile getirmediler. Oysa Merkez Bankası yönetimi bile önceki gün; "Enflasyon döneminde şirketlerin kazancı çok hızlandı" diye rapor yayımladı.
Halkın geliri tık nefes.
Türk Lirası kötürüm oldu.
Alım gücü hançerlendi.
Bu tablonun yaracısı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kurucusu iktidar partisi lideri halktan bir yandan "fahiş fiyatlara boykot" ve diğer yandan da "sabır" etmelerini istiyor.
1 yıl daha sabır.
2 yıl sık dişini!
3. yıl Allah'a emanet.
Cumhurbaşkanı Kabine toplantısı sonrası ikinci kez enflasyonla mücadelede topu yarattığı vahşi kapitalizm altında inleyen yoksullaşmış halka attı; "enflasyonla mücadelenin yolu fahiş fiyat uygulayanları boykot etmekten geçiyor" dedi.
Akıl veriyor.
Et yemeyin.
Sebze almayın.
2020 yılından beri "yüksek enflasyon altında yaşayan" ülkemizde yoksuldan zengine gelir transfer eden ekonomi yönetiminin lideri, "fahiş fiyat patlamasını bizzat kendi" yarattı, şimdi "boykot edin" çözümü öneriyor.
Özetle:
Fiyatlar fahiş!.
Çare mafiş!
Alım gücü mevta.
Ahmet Necdet Sezer gülmüştür!