Cılkı çıktı: Tayyip Bey, Kemal Bey'e koltuk veriyor!

Seçimler yapılmış, iktidarı değiştirememiş, 13 yılın sonunda seçimi yine kaybetmişti. Bahane aramayıp; "Ben Kemal, gidiyorum" diyecekti. Ona "koltuk seviciliği mikrobundan uzak durmak" yakışacaktı.

"Ben seçimde halkı ikna edemediğim için koltuğumdan ayrılıyorum, ben bundan sonra demokrasi davamızın neferi olarak çalışmaya devam edeceğim" diyebilmeliydi.

Ondan beklenen buydu.

Kemal Kılıçdaroğlu koltuk sevici olursa; "Diktatör Adam-Otoriter Adam" diye eleştirdiği Tayyip Erdoğan'dan bir farkı kalmayacaktı.

Tarih şahittir!

"Koltuk seviciliğin ülkeyi her açıdan kısırlaştırdığını, eşitliğin önünü tıkadığını, daha iyilerin ortaya çıkmasına duvar olduğunu; kendini yarı tanrı sanan liderlerin ülkeyi demokrasi-adalet ve ekonomik krizlere soktuğunu" durmadan söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisiydi.

Konuşmaları arşivde.

Girin göreceksiniz.

Seçimleri yitiren CHP o günlerde; "Ben makam sevmiyorum. Koltuk sevdalısı değilim. Despotluktan yana olamam. Kurnazlık peşinde koşamam. Ben bir neferim. Ben Türkiye'de halk için, adalet, doğruluk, dürüstlük, demokrasi, fırsat eşitliği, ülkeyi eni iyi yönetmek için varım, kendimi değil demokrasiyi önde tutarım" diyecek liderini arıyordu.

Değişim şart olmuştu.

Kurultaya gidildi.

CHP 1 lider arıyordu.

10 lider birden buldu.

Birini hapse koyarsan, öbürünü, onu da hapse koyarsan diğerini lider sayar arkasından giderim diyen milyonlar meydanlarda birleşti. Meydanlar; Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Vahap Seçer, Zeydan Karalar, say sırala her biri lider elektriğine sahip 10-20-30 isim çıkarttı.

CHP Belediyelerine dalga dalga tutuklama operasyonları yapıldı. İmamoğlu hapse kondu. Özgür Özel, "Kendime bir makam, koltuk, üstünlük, ayrıcalık, güç, kuvvet, şan şöhret istemiyorum. Herkes için demokrasi, herkes için fırsat eşitliği, herkes için yargı bağımsızlığı, herkes için kulluk değil vatandaşlık bilinci, herkes için emeğe, alın terine, üretene, buluş yapana, şerefli ve ahlaklı yaşamak isteyene saygı, herkes için hep beraber" diyen bir liderlik enerjisini ateşledi.

Özgür Özel'in lider elektriği taşıdığını meydanlar ortaya çıkardı. Yaşayan eski genel başkanlar; Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın (SHP) milyonların doldurduğu meydan mitinglerinde Özgür Özel'in konuştuğu kürsüye geldiler, ona destek oldular.

Kılıçdaroğlu gelmedi.

Kürsüye yanına çıkmadı.

Milyonların meydanlarda toplanıp hep bir ağızdan; "Birlikte başaracağız- Kimse kimseden üstün değil- Yoksulluk kader değil- Hak-Hukuk-Adalet-Demokrasi-Korkma-Yiğidim Aslanım-Dağ Başını Duman Almış-Kurtuluş Yok Tek BaşınaYa hep beraber ya hiçbirimiz" diye bağırdığı demokrasiye dönüş umuduna Kılıçdaroğlu el vermedi.