Çatalla çorba içilmez!

Beşiktaş futbol kulübü de o sırada stadyumunu yenilemişti. İsteyen bütün işadamlarına olduğu gibi Rıza Sarraf'a da "loca" satmıştı. Satış Beşiktaş'a yakışmamıştı.

Çatalla çorba içilmez.

Öyle oldu, içilemedi.

Yine o sırada Cumhurbaşkanı da "hayırsever işadamı" diyerek Rıza Sarraf'ın arkasında duruyordu. Rıza Sarraf ABD'ye kaçtı, Türkiye aleyhine kullanılacak gizli bilgileri Amerikan istihbaratına verdi. Kullanıyorlar. Çatal yine çorbadan damla bile alamadı.

Çetelerden temizlenmek çatalla çorba içmeye benzemesin istiyorum. İçişleri Bakanı'nın ve dürüst güvenlik güçlerinin, temiz yargıçların, yiğit savcıların "çete cennetine dönmüş ülkemizi" bu ağır lekeden temizleme çabalarında kusur bulmak aklımın ucundan geçmez. Gerçeğin yarısı ile yetinmek değil tamamını aramak zorundayım.

Şöyle sahneler var.

Gizli tanık getirildi. Usulen yemini yaptırıldı. Doğru söylemezsen yalancı tanıklıktan ceza giyersin denildi. İfadesi alındı.

İfadeden bilgiler:

"Ben uyuşturucu çetesi reisinin yanında bulundum. Bu örgüte üye oldum. Bizim çetenin reisi, Ankara Adliyesi'nde savcı olarak bildiğim kişinin gayrı resmi sahibi olduğu nakliye firmasına, nakliye işlerini verdi... Sıfır BMW 5.20 alınıp savcıya hediye olarak gönderildi... Aracın parası bizim çetenin reisi tarafından ödendi... Savcı ile çetenin avukatı C.H. çok yakın arkadaştı..."

Önce okura not:

Cümleleri atlayarak.

Ve seçme yaparak.

Buraya aktarıyorum.

İfadede çetenin ve reisinin adı var ben okur yazıyı zorlanmadan anlasın diye isme boğmak istemedim.

İfade devam ediyor:

Bizim çetenin reisi ruhsatsız silah yakalattı ve cezaevine konuldu. Ertesi gün çetenin avukatı C.H ile AKP eski Ankara İl Başkan Yardımcısı ve o dönem etkili olan bir Bakan'ın yakın akrabası S. S. Ankara adliyesinde buluştu. Bizim çetenin reisinin tutukluluğuna itiraz edilerek hakimin yanına AKP eski Ankara İl Başkanı B.K ile birlikte gittiler ve tahliye olmasını sağladılar. Bizim çetenin reisi tutuklanarak girdiği cezaevinden aynı gün tahliye edildi..."

İfade devam ediyor:

Ankara'da Yıldız semtinde bir lokanta var. Rüşvetler bu mekanda alınır, verilir. Silahlı eylem sonunda biri polise teslim edilecekse bu lokantada teslim edilir. Üst düzey bazı emniyet mensupları bu lokantaya gelir. Lokanta sahibi rüşvete aracılık eder. Ankara Emniyetinde şube müdürleri A. Ve O... Baş Komiser E... Komiser O... Polis memurları Ö. Ve S... Bunların bir kısmı bizim çetenin reisi ile bir kısmı da örgüte bağlı diğer kişilerle görüşürdü...

Ben bu bilgileri Saygı Öztürk'ün iki gün üst üste yayımladığı; "gizli tanıktan kan donduran ifadeler" yazısından alıp özetledim. Bunlar gibi çok sayıda polis, komiser, savcı, iktidar politikacısı adı ile soyadları büyük baş harfler olarak iddianamelerdeki tanık ifadelerinde geçiyor.

Ey Okur!

Şu netameli noktaya gelmek istiyorum: İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Kafes Operasyonları" kapsamında; 11'i uluslararası, 14'ü ulusal, 56'sı bölgesel ve 339'u d