Aş Ekrem'i! Aş Mansur'u! Aş Özgür'ü! Aş Kemal'i!
Filozof Karl Marks, "Yıkılmayacak iktidar yoktur, kötü muhalefet vardır" demişti. Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Mustafa Kemal de; "Yarılmayacak, geçilmeyecek, çökertilip denize dökülmeyecek cephe yoktur, kötü strateji yapmak vardır" anlamına gelecek öğütler vermişti.
Halk, derin, yapışkan, yoksullaştırıcı ekonomik kriz ile ülkenin üzerine çökmüş rüşvet, yozlaşma, ahlaksızlık, devleti soyan yeni zengin sınıf yaratmaya ve padişahlık benzeri diktatörleşmeye son versin diye "CHP'yi iktidarı yıkacak tek güçlü muhalefet olarak gördüğünü ve daha da güçlendirmek istediğini" son seçimde sandıkta ilan etmişti.
Fakat bu nedir
Ekrem diyenler.
Mansur arkalayanlar.
Mansur Yavaş, ön seçimden çekildi. Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel sarmaş dolaş yola koyuldu!
Halkın hafızası unutmaz!
Gitti Altılı Masa.
Geldi İkili Masa.
Altılı Masa günleri de böyleydi; kişi öne geçirmek, aday belirlemek için toplanıp, toplanıp dağılmalar. Sonra, hiç beklenmedik anda masaya kafa atıp savrulmalar. Sonu Tayyip Erdoğan'ın yeniden yüzde 51'i bulup seçilmesiyle bitti; "yıkılmayacak iktidar yoktur, iktidar koltuğu için altılı masa kurma kötü strateji vardır" sözü doğru çıktı.
İktidarın Ekrem İmamoğlu'nu hapse atması ihtimaline karşı koruma kalkanı olsun diye "erkenden Cumhurbaşkanı adayı ilan etmek" stratejisi Mansur Yavaş'tan geri döndü. Altılı Masa' da da Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener birbirine düşmüştü. Bugün onun bir benzeri; Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş arası pazarlık görüntüsü hortladı. Ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun ağzından; "Yılan- Akrep-Arkadan hançerleme" sözleri yeniden halkın ilgi alanına sokulur oldu.
Bütün güçleri elinde toplamış iktidarın "herkese yasak, herkese hapis getirme" bel altı vuruşu ihtimalini; "erken belirlenmiş aday" ile savuşturabilmenin bir garantisi, sigortası, güvencesi yok.
Bu sınıf savaşı!
İktidar kendi zenginini yarattı ve onları daha da zenginleştirsin diye siyaset koltuğunda Tayyip Erdoğan'ı yeniden ve ölünceye kadar Cumhurbaşkanı olarak tutmak için herkesi hapse atabileceğini her fırsatta gösterdi. Tayyip Erdoğan yeniden seçilsin diye Abdullah Öcalan'ı da hapisten çıkartıp Meclis'te nutuk söylemeye bile getirebileceğini ilan etti. .
İktidarın bu gözü dönmüş güç zehirlenmesinin, yarattığı bu yıkıcı ekonomik krizin, bu yoksullaşma, yozlaşma, ahlaksız gidişin ve devleti soydurup partili müteahhit zenginleştirmenin önünü kesecek olan tek değiştirici kuvvet halkın, CHP'yi güçlü muhalefet partisi olarak görmesi ve sarılmaya başlamasıydı.
Aş İmamoğlu Ekrem'i!
Aş Mansur'u!
Aş Özgür'ü!
Aş Kılıçdaroğlu Kemal'i!
Türkiye'yi yeniden kuvvetler ayrımına sarılmış, hukukun üstünlüğünü öne geçirmiş, parlamenter demokrasiyi güçlendirmiş, cumhurbaşkanlığını tarafsız konuma getirmiş, zengin fakir uçurumunu kapatmış, ekonomik krizlerin bir daha bu denli yıkıcı olarak yeniden hortlamaması için tüm kök sebepleri tespit edip, önlemlerini, çözümlerini, kadrolarını, kurumlarını bulmuş, siyaseti kişi zengin etme aracı olmaktan çıkartan yeni bir ahlak temeline oturtma sözü veren bir yenilenme programı ile iktidarı devirecek bir güçlü muhalefet olduğunu göster!