Aptallaştırma!

Maliye Bakanı Şimşek, "Enflasyonun yavaşlama eğilimi devam edecek" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "enflasyonda yıl sonuna kadar 20'li rakamlara inmeyi hedefliyoruz" dedi. Ticaret Bakanı Bolat, "Enflasyonun Merkez Bankası'nın tahmin ettiği aralıkta gerçekleşeceğine ben inanıyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enflasyon bir yıldır geriliyor, yıl sonunda 20'li rakamları göreceğiz, İnşallah" dedi.

TÜİK'in açıklamasına göre Haziran ayında aylık yüzde 1.37 ve yıllık ise yüzde 35.05 olarak açıklanan rakamlara halktan hiç kimse inanmadı.

İnanmaz.

Aptallaştırma tutmadı.

Tutmayacak.

Emekçinin ve emeklinin hakkına çökerek "fiyat yangını ile krizin ateşini söndürmeye" çalışıyorlar.

İnsanlarda aptallığın 6 şartı varmış; ilk şartı: "gerçeğin kendisi önemli değil ne olmasını istiyorsan onu gerçek diye söyle" ve aptallığın ikinci şartı da: Bir güç bul, ona dalkavukluk yap, o da seni kayırsın.

Yandaş kayırma sürüyor. İsraf devam ediyor. Yağma devam ediyor. Yolsuzluk devam ediyor. Yoksullaştırma devam ediyor. Yozlaşma devam ediyor. Yalan devam ediyor. Krizi yaratan sebepler: Büyüklenme, Tek Adamlık, tahripçi dil, çatışmacı söz, adaleti hançerleme, demokrasiyi yok etme, muhalefete iftira devam ediyor.

Enflasyon Maliye Bakanı'nın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın, Ticaret Bakanı'nın ve de Cumhurbaşkanı'nın "inandırmak için söylediği yüzde 20'lere inse bile" ne fayda!

Halk unutacak mı!

Neyi, nasıl unutacak!

Gözlerime bak diyen bir maliye bakanı vardı; döviz rezervlerini erimiş olarak devraldı; Türk Lirası'nın namusunu, şerefini, izzet-i nefisini Amerikan dolarının korumasına bağladı. Ekonomi batışa geçmişti, iyice krizin dibine indi.

Unutmuş olamazsınız: Nureddin Nebati idi bakanın adı. Onu hakaret ederek, aşağılayarak, insan içine çıkamaz duruma getirerek görevden aldılar ve yerine yeni bir Maliye Bakanı, şimşek hızıyla getirildi. Ve işte aradığımız finans dehası, işte beklediğimiz foncu, ABD'de okumuş, CEO olmuş ve kalbi vatan ve millet sevgisiyle dolu diyerek bir hanımı Merkez Bankası Başkanlığı'na oturttular.

Sonra ne oldu

Babası da varmış.

Dediler.

Onu da attılar.

Böyle!

Böyle!

Merkez Bankası başkanı 6 kez, Maliye Bakanı da 7 kez değiştirilerek; "Ezdirmem. Ezdirmem asgari ücretlimi, emeklimi ezdirmem" sözleri 200 kez tekrar edildi. Sonunda asgari ücretli ile emekli, fitre verilebilir muhtaç insanlar durumuna düştü.

Bunun adı çöküştü.

Aptallaştırmanın sonu; hem derin bir ekonomik kriz, hem derin bir demokrasi krizi, hem derin yargı, hem derin eğitim, hem derin ahlak, hem derin otoriter devlet, hem derin yasama, derin geriletici zihni doku krizleri bir yumak oldu. İktidar; Cumhurbaşkanı, Yardımcısı, Maliye Bakanı, Ticaret bakanı, Merkez Bankası Başkanı kim varsa topu birden Cumhuriyet tarihinin