23 Nisan geri döndü!

Bu yıl kutlamalar, yokluğu çekilene yeniden kavuşma coşkusuna dönüştü. Milli Egemenlik Bayramı dün bütün yurtta; 81 ilde büyük sevinç ve geniş katılımla kutlandı. Çocuklar mutluydular. Büyükler gururlu. Sevinç, özlem, minnet duygusu yeniden canlanmış, sanki düğün halayına durulmuştu.

23 Nisan geri döndü.

23 Nisan neydi Çok kısa anlatım ile; egemenliğin bir kişiden; padişahtan, halifeden, bir aileden, tek bir adamdan alınıp kayıtsız şartsız millete verilmesinin adıydı.

104 yılı doldu.

104 yılın ilk 30 yılı, ilk 50 yılı ve hatta ilk 80 yılı; hep bir ağızdan, hep birlikte, hep aynı ortak duyguyla; "Egemenlik bir kişiye, bir zümreye, tek aileye bırakılamaz"ışığını açık tutmak üzerine geçti.

Son 24- 25 yıl ise "23 Nisan ışığını söndürmek" ve padişahlık dönemine benzer bir dönüşümün yapısını yeni kodları ile bina etmek üzerine harcandı. Egemenlik halktan alındı. Devlet parti devletine, yargı parti yargısına, polis parti polisine, bakanlıklar parti bakanlığına, valiler parti valililerine, müftüler parti müftülerine, camiler parti camilerine, cumhurbaşkanlığı parti cumhurbaşkanlığına dönüştürüldü. İktidar partisi ve kurmay kadrosu, elinden geleni ardına koymadı;"egemenliği bir kişiye, devlet zengini yeni türemiş azınlığa, bir tek adama, dudaktan çıkacak tek söze bırakmak"üzere çalıştı.

Başaramadılar.

Seçimle geldiler.

Seçimle gidecekler.

Son seçimlerden sonra halkın büyük çoğunluğu 23 Nisan'ın ilk yıllarındaki "egemenlik ulusundur" çizgisine geri dönüleceği sözünü her anlamda verenlerden yana kullandı. Büyük kentlerin yönetimi "23 Nisan'ı yaşatacağız sözü verenlere" geçti.

23 Nisan direndi.

Ve kazandı.

Siz de görmüşsünüzdür: Dün yurdumuzun her kentinde, ilçesinde yapılan kutlamalarda bu kazancın sesleri, renkleri, işaretleri ve sembolleri vardı.

104 yıl geçti.

4 kuşak eder.

Kurucu kuşak.

İlerletici kuşak.

Direnen kuşak.

Sahiplenen kuşak.

23 Nisan'ı sahiplenen kuşağın son 25 yılı; padişahlık dönemini özlermiş gibi yapıp"egemenliği tek adama vermek"isteyen iktidar adamları ve devlet ihaleleri ile zenginleşmiş kibirli azınlığın yaptıklarını izleyerek geçti.

Son 25 yıl içinde; Tek Adamın dediği oluyor. O söylüyor. Meclis kanun yapıyordu. O söylüyor;Anayasa rafa kalkıyor, kanun hükmünde kararnameli, hesap vermeyen gizlisi saklısı bol;"din- Allah- bayrak- millet söylemi yüksek dış borçla yürüyen ekonomik modelle"23 Nisan'ın anlamı ve ruhunu yok edecek sivil darbeler birbirini izliyordu. Aralarındaki iktidar kavgasını darbe yapmaya kadar götürenler de çıktı. 15 Temmuz, 23 Nisan'ı kaldırmak isteyenlerin birbiriyle kapışmasıydı. Cumhurbaşkanının danışmanı bir emekli asker; "din esaslarına dayalı bir anayasa taslağı" bile hazırlamaya cüret etti. Meclis Anayasa Komisyonu'nda iktidar partisi sözcüsü; "Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesi teklifi" verdi, veriyor.

Halk gördü.

İzledi.

Kıyasladı.

Kararını verdi. 23 Nisan'ı sahiplendi. Seçim sonuçları bu sahiplenişin sandığa yansımasıydı. Bugün halkın büyük çoğunluğu;